Examples of using "птицу" in a sentence and their turkish translations:
Tom büyük bir kuş gördü.
Uzakta bir kuş gördük.
Güzel bir kuş gördüm.
O kuşa bak.
O, kuşa nişan aldı.
Kız kuşu azat etti.
Tom kuşu serbest bıraktı.
- Bir kuş çiziyorum.
- Ben bir kuş çiziyorum.
O bir kuş yakalandı.
Avcı, kuşu vurdu.
Kuşa bir taş attım.
Avcı kuşa ateş etti.
Kuşun uçmasına izin ver.
Kedi kuşa sıçrayarak atladı.
Ona bir kuş gösterdi.
- Kuşu besle!
- Kuşa yem ver!
- Kuşu besle.
Ben kümes hayvanları yemem.
Bir kuş çizemem.
Tom kuşu serbest bıraktı.
Güzellik, cennetkuşuna benzer:
Çatıda bir kuş görüyorum.
O, kuşu gözden kaybetti.
Çocuk bir kuşu kafesten saldı.
O, ağaçtaki kuşu gördü.
Kuşu kafesten özgür bıraktı.
Onlar kuşu kafesten bıraktı.
Tom kuşu kafesinden dışarı çıkmasına izin verdi.
Aniden güzel bir kuş gördüm.
Tom kuşu gözden kaybetti.
Avcı kuşa nişan aldı fakat ıskaladı.
O, o kuşu gözden kaybetti.
Kuşa ateş etti fakat ıskaladı.
Tom kuşu kafese geri koydu.
O, kafesi açtı ve kuşu dışarı bıraktı.
Nasıl bir kuş resmi yapacağımı bilmiyorum.
- Kuşu yakalamaya çalıştı ama başaramadı.
- Kuşu yakalamaya çalıştı ama yakalayamadı.
Çatıda garip mavi bir kuş görebiliyorum.
Eve giderken beyaz bir kuş gördüm.
Kanadı ciddi biçimde hasar görmüş bir kuş buldum.
Uyandım ve odamda bir kuş buldum.
Ben et, kabuklu deniz ürünleri, kümes hayvanları ya da et suyu yemem.
Yaşlı adam araba penceresini açtı ve silahıyla kuşa nişan aldı.
Tom ormanda yaralı bir kuş buldu ve ona sağlığına kavuşana kadar baktı.
Tanrı büyük deniz canavarlarını, sularda kaynaşan bütün canlıları ve uçan varlıkları türlerine göre yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü.