Examples of using "Risco" in a sentence and their turkish translations:
Herhangi bir risk var mı?
Bu bir risk.
Bir risk var.
Hiçbir risk yok.
Risk almaya değmez.
...risk o kadar artıyor.
Tehlike son derece düşük.
risk düşer.
Riski biliyordum.
Herhangi bir risk yok mu?
Risk küçük.
O biraz riske değmez mi?
Bu riski almak istiyor musunuz?
Hayatımızı kaybetme tehlikesi içerisindeydik.
O büyük bir risk aldı.
Riske değer.
O, ölüm riski taşıyor.
Böyle bir riske girmek istemiyorum.
Bu riski almak istiyor musun?
Tekenin hayatı tehlikede.
O, seni tehlikeye atar.
Tom o riski almak zorunda.
Sanırım o riske değer.
O riski almaya hazırım.
Riskin oldukça farkındayım.
Tom herhangi bir riske girmek istemiyor.
Tom risk alıyordu.
O riski tekrar almayacağım.
Almak zorunda olmamız bir şans.
Polis tarafından yakalanma riski var mıdır?
Sadece hayatınız söz konusuysa.
...(bulaşma) şansınız fomitlerden çok daha yüksektir."
O şansı kullanmaya hazırım.
Büyük başarılar risksiz olamaz.
Kaç tane dil ölme tehlikesinde?
Onu kaybetme riskini almak istemiyorum.
Bu tamamen beceri, bilgi ve riskle ilgili.
Yani artık hipotermi tehlikesi yok.
Hayat memat meselesi olmadıkça.
- Tom bu riski göze aldı.
- Tom bu riske girdi.
- Tom bu riskle karşı karşıya.
Riski almaya istekli olduğunuzu varsayıyorum.
Şu anda bedenim iflas etme tehlikesi altında.
Ona güvenerek büyük bir riske giriyorsun.
Bacağımın kırılması riskini istemiyorum.
Riske girmekten nefret ederim ama hiç seçeneğim yok.
Tom riski almaya istekli olduğunu söylüyor.
Tom, Mary'nin bu riski alacağını söyledi.
Ölüm riski, yaş yükseldikçe çok artıyor.
Bunu yaparsanız tehlikeli parazitleri de tüketmiş olma ihtimaliniz artar.
Yardım çağırmamız gerekiyor. Bu almaya değer bir risk değildi.
Sanırım burası için yeterli halatım var ama bu bir risk.
Deniz minarelerini çiğ yerseniz, bakteri kapma riskiniz vardır.
Hava karardıkça... ...düşme riski artıyor.
Epidemiyologları arayıp onlarla riskler hakkında konuşmadan önce
Ama diğer insanlarla olan etkileşiminiz bu riski arttırabilir.
Ve konuşmanız uzadıkça yükselmeye devam eder.
Yani mevcut durum tüm Amerikalıları riske atmakta.
Yaşlı veya risk altındaki komşuların bakımına nasıl yaklaşmalıyız,
Tom, herhangi bir risk almayı istemediğini söyledi.
Gergedanın üç türü ciddi olarak tehlike altında.
Uyku yoksunluğu kalp krizi riskini artırır.
Bu, Tom'un almak zorunda olduğu bir risk.
Bütün bir popülasyonun tek bir yerde olması çok büyük bir risk.
Eğer bir arkadaşınızla yakın mesafeden konuşuyorsunuz risk yükselir.
Her birimizin nasıl davrandığına göre risk azalıp çoğalabilir.
Vahşi doğada bir şey yemek her zaman risklidir ve şimdi başımız belada.
ama virüse daha az maruz kalarak bu riski azaltacağımızı biliyoruz.
Dışarıda olmak oldukça az riskli olabilir.
Ama bu riski de hızlıca girip çıkarak azaltabilirsiniz.
İnsanların benimseyebileceği bazı risk azaltma uygulamaları olabilir,
Bu hayatınızı riske atan hastalık türü değildir.
yani biz her yıl kanser riskine %10 daha fazla maruz kalıyoruz
Riske aldırış etmeden, Hardrada adamlarının başında savaşa girdi.
Ama sonra araştırmaları derinlemesine incelemeye başladıkça Covid-19'u dışarıda koşu yapan
Onlar asbestten yapılmış su haznelerinin bir sağlık riski doğurabileceğini söylüyorlar.
Bu durumda bu yolculuk... Sona erdi. Anaflaktik şoka girme ihtimaliniz varsa
- Bu konuşma dili yakında yeryüzünden silinme tehlikesiyle karşı karşıya olan bir dildir.
- Dünyada yakın bir zaman içerisinde bu dili konuşan hiç kimse kalmayabilir.
Virüse maruz kalmanızı sınırlayacak şekilde davranışınızı değiştirmek riski tamamen yok etmeyecek.
Treni kaçırmayı riske atmak istemedim, bu yüzden istasyona bir saat önce geldim.
Bu da demek oluyor ki herkesin, riski diğer azaltmak için herkese karşı sorumluluğu var.
Yeni Delhi'de, hava kirliliği yüzünden milyonlarca insanın sağlığı tehlikede.
Bu yüzden kendinizi ve çevrenizdekileri Covid-19'dan korurken amaç riski tamamen elimine etmek değil