Translation of "Maior" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Maior" in a sentence and their turkish translations:

Era maior.

O daha büyüktü.

Até o maior

hatta en büyüğü

">" significa maior que.

">" den büyüktür demektir.

Este é maior.

Bu daha büyük.

- Vocês têm um tamanho maior?
- Você tem um tamanho maior?

Daha büyük bir bedeni var mı?

- Preciso de uma maleta maior
- Preciso de uma mala maior.

- Daha büyük bir valize ihtiyacım var.
- Bana daha büyük bir bavul lazım.

- Sou maior que você.
- Sou mais alto que você.
- Sou maior que vocês.
- Sou maior que tu.

Ben senden daha büyüğüm.

... maior é o risco.

...risk o kadar artıyor.

Maior e mais arrojado.

Daha büyük, daha cesur.

Você é o maior.

- Sen en büyüksün.
- En büyük sensin.

Deixe um pouco maior.

Sesini biraz açın.

Sou seu maior fã.

Ben senin en büyük hayranınım.

- Qual é sua maior fraqueza?
- Qual é a tua maior fraqueza?

En büyük zayıflığınız nedir?

- Qual é sua maior força?
- Qual é a tua maior força?

Senin en büyük gücün nedir?

- Qual é o seu maior arrependimento?
- Qual é seu maior arrependimento?

En büyük pişmanlığınız nedir?

- Tom é maior que eu.
- O Tom é maior que eu.

Tom benden daha büyük.

- Eu preciso de uma caixa maior.
- Preciso de uma caixa maior.

Daha büyük bir kutuya ihtiyacım var.

- Sou maior que o seu irmão.
- Sou maior que o teu irmão.

Ben senin erkek kardeşinden daha yaşlıyım.

O maior sinal do apocalipse

kıyametin en büyük alameti olan

maior parte de seu exército.

.

Esse é seu maior problema.

O, senin önemli sorunundur.

É o meu maior sonho.

Bu benim en büyük hayalim.

Não sou maior de idade.

Ben reşit değilim.

É o maior do mundo.

Dünyanın en büyüğü.

Meu deus é o maior!

Allah en büyüktür.

Você tem uma frigideira maior?

Daha büyük bir tavan var mı?

Você tem uma tigela maior?

Daha büyük bir kâseniz var mı?

Tom comprou um carro maior.

Tom daha büyük bir araba aldı.

Eu quero o bolo maior.

Daha büyük pasta istiyorum.

Pequim é maior que Roma.

Pekin, Roma'dan daha büyüktür.

Preciso de um quarto maior.

Daha büyük bir odaya ihtiyacım var.

Qual é sua maior fraqueza?

En büyük zayıflığınız nedir?

Qual é a maior diferença?

En büyük fark nedir?

É maior do que ele.

O ondan daha büyük.

Temos um problema maior agora.

Şimdi daha büyük bir sorunumuz var.

Tom queria um desconto maior.

Tom daha büyük bir indirim istedi.

O meu deus é maior!

Benim tanrım daha büyüktür!

Tom quer um escritório maior.

Tom daha büyük bir büro istiyor.

É maior que a gente.

Bu bizden daha büyük.

Fadil tinha uma preocupação maior.

Fadıl'ın daha büyük bir endişesi vardı.

Precisamos de um escritório maior.

Daha büyük bir ofise ihtiyacımız var.

- A China é maior que o Japão.
- China é maior que o Japão.

Çin, Japonya'dan daha büyüktür.

- A maior mentira é o ego.
- A maior das mentiras é o ego.

En büyük yalan, egodur.

- Eu acho que você é o maior.
- Eu acho que você é a maior.

- Senin en büyük olduğunu düşünüyorum.
- Bence sen en büyüksün.
- Sanırım sen en büyüksün.
- Bana kalırsa sen en büyüksün.
- Bana göre sen en büyüksün.

- A América é maior do que a Europa? - Sim, a América é maior do que a Europa.
- "A América é maior que a Europa?" "Sim, a América é maior que a Europa."

Amerika, Avrupa'dan büyük mü? - Evet, Amerika, Avrupa'dan daha büyüktür.

Quando mais fundo e maior, melhor!

Ne kadar derin ve büyük olursa o kadar iyi!

É a maior migração do planeta.

Dünyadaki en büyük göçtür bu.

Então, diz que o maior crime...

Diyorsun ki en büyük suç,

O maior imperador do período, Chiros

Dönemin en büyük İmparatoru olan Kiros

Ele quer alcançar um público maior.

O daha geniş bir izleyiciye ulaşmak istiyor.

A imprudência é o maior inimigo.

Dikkatsizlik en büyük düşmandır.

Qual é maior, Tóquio ou Kobe?

Hangisi daha büyüktür, Tokyo mu yoksa Kobe mi?

Localizar a Ursa Maior é fácil.

Büyük Ayıyı kolayca bulabilirsin.

Qual é o seu maior medo?

En büyük korkun nedir?

Mostre-me algo um pouco maior.

Bana biraz daha büyük bir şey göster.

Tóquio é maior do que Yokohama.

Tokyo Yokohama'dan büyüktür.

Esse é o meu maior medo.

Bu benim en kötü korkum.

Tom precisa de um escritório maior.

Tom'un daha büyük bir ofise ihtiyacı var.

Tom precisa de uma sala maior.

Tom'un daha büyük bir odaya ihtiyacı var.

Tom precisa de um barco maior.

Tom'un daha büyük bir tekneye ihtiyacı var.

Eu preciso de uma frigideira maior.

Daha büyük bir kızartma tavasına ihtiyacım var.

Qual é o seu maior problema?

- En büyük sorunun ne?
- En büyük sorununuz ne?

O poder é o maior afrodisíaco.

Güç harika afrodizyaktır.

A maior riqueza é a saúde.

- Ilk servet sağlıktır.
- İlk zenginlik sağlıktır.

Eu preciso de um escritório maior.

Daha büyük bir ofise ihtiyacım var.

Qual é a maior das cidades brasileiras? - A maior das cidades brasileiras é São Paulo.

"Brezilya şehirleri arasında en büyük hangisi?" "Brezilya'da en büyük şehir Sao Paulo'dur."

- O Cairo é a maior cidade da África.
- Cairo é a maior cidade da África.

Kahire, Afrika'daki en büyük şehirdir.

- Eu acho que a maior parte é verdade.
- Acho que a maior parte é verdade.

Bunun çoğunun doğru olduğunu düşünüyorum.

E agora a maior questão em mente

ve şimdi akıllara ki en büyük soru

maior empresa de tecnologia do mundo yahu

dünyanın en büyük teknoloji şirketi yahu

Todo rei fica maior do que antes

her kral kendinden bi öncekinden daha büyüğünü yaptırıyor

A maior empresa de tecnologia do mundo

Dünya'nın en büyük teknoloji şirketi

é seu maior inimigo em seu povo

insanında en büyük düşmanı kendisidir

A formiga é o maior inimigo novamente

karıncanın da yine en büyük düşmanı karınca oluyor

Hanako ficou maior que a sua mãe.

Hanako annesinden daha uzun oldu.

Ele é o maior homem do mundo.

O, dünyadaki en uzun kişidir.

Nossa cidade está ficando cada vez maior.

Şehrimiz gittikçe büyüyor.

Qual é a maior cidade da Alemanha?

Almanya'daki en büyük şehir hangisidir?

Qual é o maior rio da Alemanha?

Almanya'nın en uzun nehri hangisidir?

Qual é o maior lago da Alemanha?

Almanya'nın en büyük gölü ne?

Consultei o maior número possível de dicionários.

Bakabildiğim kadar sözlüğe baktım.

Esta é a maior livraria da cidade.

Bu, şehirdeki en büyük kitapçı.

Seu quarto é maior que o meu.

Senin odan benimkinden daha büyük.

A Rússia é maior do que Plutão.

Rusya Plüton'dan büyüktür.

Qual cidade é maior, Boston ou Chicago?

Hangi şehir daha büyüktür, Boston ya da Chicago?

Honshu é a maior ilha do Japão.

Honshu Japonya'nın en büyük adasıdır.

O risco é muito maior com fômites ".

...(bulaşma) şansınız fomitlerden çok daha yüksektir."

Aquela caixa é maior do que essa.

Şu kutu bundan daha büyüktür.

A China é maior que o Japão.

Çin, Japonya'dan daha geniştir.

Qual será a maior palavra em francês?

En uzun Fransızca kelimenin ne olduğunu merak ediyorum.

Eu vou precisar de uma sala maior.

Daha büyük bir odaya ihtiyacım olacak.

A maior felicidade se encontra na liberdade.

En büyük mutluluk, özgürlükte yatar.

A multidão está ficando cada vez maior.

Kalabalık gittikçe büyüyor.

É a terceira maior cidade da Sérvia.

Orası Sırbistan'ın üçüncü büyük şehridir.

Tóquio é a maior cidade do Japão.

Tokyo Japonya'da en büyük şehirdir.

Você vai precisar de um barco maior.

Daha büyük bir tekneye ihtiyacınız olacak.

Qual caneta é maior, esta ou aquela?

Hangisi daha uzun, bu kalem mi yoksa o mu?