Examples of using "Quebrar" in a sentence and their turkish translations:
ve reytinglerde rekor üzerine rekor kırıyor
- O kırılacak.
- O bozulacak.
Biz onu kıramaz mıyız?
Bir şey kırılırsa ne olur?
Kapıyı açmak için kırmak zorundaydık.
Sözünden dönmemelisin.
daha sonra ise dilini bozacaksın
kırılacağını biliyoruz
İnsan, sözünden dönmemeli.
Bardakları kırmasına izin verme.
O, onun pencereyi kırdığını gördü.
Bu yumurtaları kırmamak için dikkatli ol.
Sözümü tutmadığım için beni affet.
Ben dünya rekoru kırmak için eğitiliyorum.
- Lütfen bu vazoyu kırmamak için dikkatli ol.
- Bu vazoyu kırmamak için dikkatli ol.
Camı kırdığımı inşallah kimse görmemiştir.
Sadece komediyi kırmak değildi.
süt koy bozulmasın yoğurt olarak çıksın
yani kıyamet kopmaya bilir.
Pencereyi kırmak için bir çekiç kullanıldı.
Masanın üstüne oturma. Kırılabilir.
Bu fındıkları kıracak bir şeyin var mı?
Az önce kırdığın kupa benim en sevdiğimdi.
Onların yaptıkları şey pencereyi kırmaktı.
Ne olursa olsun ben sözümü bozmam.
- Yumurta kırmadan omlet yapamazsın.
- Hem karnım doysun, hem pastam dursun olmaz.
Gençken yıkmayı daha kolay buluyoruz.
o zaman şunu yapalım önyargılarınızı kırabilmek için size bir soru soracağım
Matematiği anlamak için beynimi yenmek zorundayım.
Lütfen bu vazoyu kırmamak için dikkatli ol.
Bacağımın kırılması riskini istemiyorum.
Ve tüm bunlar virüsün koruyucu tabakasını yok edip
Bu vazoyu kırmamak için dikkatli ol.
Herhangi bir durumda, bir sözden dönmek kötüdür.
- Yumurta kırmadan omlet yapamazsın.
- Hem karnım doysun, hem pastam dursun olmaz.
Rus merkezi kargaşa içindeydi… ve kırılmaya yakın görünüyordu.
Kapıyı kırmaya çalıştım, ama bunun imkansız olduğunu öğrendim.
Bisikletimi çaldın ve şimdi ben senin ağzını burnunu dağıtacağım.
Leyla sözünü tutmamasının bedelini Fadıl'a öğretti.
Bazı alışkanlıkları kırmak zordur.
Yasaları çiğnersen, cezalandırılacaksın.
Kutup ayıları muazzam güçlerini kullanarak yüzeyde delik açabilir. Fakat avların en az üçte ikisi hüsranla sonuçlanır.
Onlar beni sözümü tutmamakla suçladı.