Examples of using "Ouço" in a sentence and their turkish translations:
Helikopteri duyabiliyorum!
Birinin geldiğini duydum.
gibi bir şeyler duyuyorum sanki
Dışarıda ayak sesleri duyuyorum.
Müzik dinlerim.
Bir şey duyamıyorum.
Ben her zaman bu şarkıyı dinlerim.
Uyumadan önce şarkı dinlerim.
Seni yüksek sesle ve net duyabiliyorum.
Ben sık sık onun piyano çaldığını duyarım.
Çoğu kez müzik dinleyerek ders çalışırım.
- Ne demek istediğini anladım.
- Seni duyuyorum.
Radyoyu dinlerken yemek yiyorum.
Tuhaf bir çatırtı duydum ama hepsi bu.
Nancy'nin çok güzel olduğunu duydum.
Bu şarkıyı bir süre duymadım.
Uzun zamandır o espriyi duymadım.
Telefonla ilgili yanlış bir şey var. Ben seni zorlukla duyabiliyorum.
Bu kelimeyi ilk defa duyuyorum.
Onun babasının yurt dışında olduğunu duyuyorum.
Ben o şarkıyı ne zaman duysam, gençliğimi hatırlıyorum.
Bazen babamın banyoda şarkı söylediğini duyuyorum.
Bu dili ilk kez duydum.
O kelimeyi ilk kez duydum.
Hayvanın hırladığını görebiliyordum, o hırlama hâlâ kulaklarımda.
Kafamda sesler duyuyorum.
Bu şarkıyı duyduğumda, onu düşünürüm.
Ara sıra annemden haber alıyorum.
Sadece 5 dakika sesini duyarsam, sonrasında 23 saat 55 dakika mutluyum.