Examples of using "Fora" in a sentence and their turkish translations:
Dışarıda bekle.
Defol.
Ben dışardaydım.
Dışarıda bekleyeceğim.
Sadece dışarı bak.
Dışarısı sıcak mı?
Dışarısı soğuk.
Orası tehlikelidir.
Bir şey atma.
- Attım gitti.
- Attım.
O bıçağı bir kenara bırak.
Onu dışarı atma.
Defol.
Dışarısı soğuk.
bir kenara atardı
O, yurt dışında eğitim gördü.
Dışarıda yiyelim.
Dışarı gel.
Onu atma.
Dışarıda bekledik.
Bundan uzak dur.
Uzakta mıydın?
- Attım gitti.
- Attım.
- Dışarı fırlattım.
O dışarıda yemek yedi.
Dışarıdaydım.
Buradayım.
Şimdi dışarı çık.
Her şeyi atın.
Tom dışarıda.
Dışarı çıkalım.
Ben dışarıda yedim.
Orada bir şey var.
- Herkes dışarı kaçtı.
- Herkes dışarı koştu.
Beni dışarıda bekleyin.
Onu kapı dışarı etmelisin.
Neredeyse hiç dışarıda yemek yemiyoruz.
Tom'u bunun dışında bırak.
Bunu atmalısın.
Defol dedim!
O söz konusu değil.
- Tehlikede değilsin.
- Tehlikede değilsiniz.
O dışarıda oynuyor.
güneş sisteminin dışarısına doğru
Dışarda hava kararıyor.
Dışarda hava karanlık.
Dışarıda ayak sesleri duyuyorum.
Ben yurtdışına gitmek istiyorum.
Bugün dışarıda yemek istiyorum.
Burada dışarısı çok soğuk.
Dışarıda öğle yemeği yiyelim.
Sadece onu fırlat.
Orada dışarıda biri var.
Dışarısı soğuk.
Annem dışarıda.
Onlar dışarıda.
Alışılmışın dışına çık.
Tom dışarda.
Onları attık.
Hava dışarıda sıcaktı.
Dışarıda bekleyeceğim.
Dışarısı soğuktu.
- Ben şehir dışında olacağım.
- Şehir dışında olacağım.
Tom dışarıya baktı.
Biz dışardaydık.
Biz tehlikede değiliz.
Tom'u buradan uzak tut.
Buna karışma, Tom.
Dışarıda konuşalım.
Tom terk edildi.
Tom dışarıda bekledi.
Dışarıda bekleyeceğiz.
Dışarıda beklediler.
Tom dışarıda mı?
Burada dışarısı rüzgarlı.
Yapabiliyorsan dışarı çık.
Onu bunun dışında bırak.
Onu bunun dışarısında bırakın.
Ben formsuzum.
Dışarıda kar yağıyor.
Çöpü dışarı koyun.
Onun modası geçmiş.
Biz sık sık dışarda yemeyiz.
Ben genellikle dışarıda yerim.
Ben her zaman dışarıda yerim.
Dışarı çık ve oyna.
Bölgenin dışında kalın.
Dışarıda oynayalım.