Examples of using "Frequentemente" in a sentence and their turkish translations:
Sık sık okurum.
Tom sıklıkla kendi başına oynar.
...bir tanrısı olduğunu unutmayalım.
Biz sık sık satranç oynarız.
Sık sık seyahat ederim.
Kız kardeşim sık sık ağlar.
Ben sık sık göz nezlesi olurum.
Bizim sık sık gülümsemeye ihtiyacımız var.
Biz sık sık hatalar yaparız.
O, sık sık gitar çalar.
Ben sık sık Tom'la konuşurum.
Orada çok sık yağmur yağar mı?
Ben sık sık burada yemek yerim.
O sık sık Milton'un sözlerinden alıntı yapar.
Bu günlerde, sık sık yağmur yağar.
Onlar çoğu zaman bizi eleştirirler.
Tom sık sık Shakespeare'den alıntı yapar.
Buraya sık sık gelirim.
Onu çok sık ararım.
Ben sık sık caz dinlerim.
Erkek kardeşim sık sık ağlar.
Onu sık görüyor musun?
Ellerinizi sık sık yıkayın!
İş için sık sık yurt dışına çıkar.
Onun ruh hali sık sık değişir.
O, Mary ile sık sık buluşur.
Sık sık çiğ balık yeriz.
Ne sıklıkta havyar yersin?
Tom sık sık Mary'yi düşündü.
- Japonya'da sık sık depremler vardır.
- Japonya'da sık sık deprem olur.
Mary genelde açık kıyafetler giyer.
Mary sık sık mavi elbiseler giyer.
Ben sık sık sözlüğe bakarım.
Orada ne sıklıkta bulundunuz?
- Çoğu zaman televizyon izler.
- Sık sık televizyon izler.
O sık sık okula gelmez.
Benim ayak bileklerim sık sık şişer.
O sık sık anne ve babasına yazar.
O, ebeveynlerine sık sık yazar.
Çocuklar sık sık aptalca şeyler yaparlar.
Tom oldukça sık abartır.
- Fadıl sık sık Leyla'yı yendi.
- Fadıl sık sık Leyla'yı dövdü.
Postaneye sık sık gider misin?
Tom'u sık sık ziyaret ederiz.
- Ben akşam yemeğinden önce çoğunlukla TV izlerim.
- Akşam yemeğinden önce sık sık televizyon seyrederim.
Bana sık sık yazmanı istiyorum.
Ben sık sık onun piyano çaldığını duyarım.
Ve ağaç genellikle yalnızdı.
O sık sık insanları kızdırır.
O, oldukça sık olan bir şeydir.
Yazın, sık sık nehirde yüzeriz.
Onu oldukça sık arıyorum.
Ben sık sık onlarla birlikte balık tutmaya giderim.
Ben sık sık akrabalarımı ziyaret ederim.
Okulda Tom'la sık sık alay edildi.
Yunanlar da sık sık balık yerler.
Babam sık sık balık tutmaya giderdi.
Çoğu kez müzik dinleyerek ders çalışırım.
Yazarlar genellikle bir sözlüğe başvururlar.
Kanalizasyon çoğunlukla okyanusu kirletir.
Tom sık sık arkadaşlarıyla çalgı çalar.
O sık sık okula yürür.
O, ona sık sık ağzına geleni söyler.
Tom sık sık köpeğiyle konuşur.
- Tom'la sık sık beraber ders çalışırız.
- Tom'la çoğu zaman birlikte ders çalışıyoruz.
Tom ve Mary sık sık birlikte yemek yerler.
Tom sık sık aynı hataları yapar.
Sık sık Tom'un bunu yapmasına yardım ederim.
O, sık sık okula gelmez.
Tom sık sık telefonuyla fotoğraf çeker.
Tom sık sık kardeşi ile karıştırılıyor.
Tom çoğunlukla biraz yüksek sesle konuşur.
- Ben sık sık okuldan sonra futbol oynarım.
- Okuldan sonra genelde futbol oynarım.
- Okuldan sonra top oynarım genelde.
İnsanlar genelde havadan şikayet eder.
Çok sıklıkla tüketiciler matematiği kullanmıyorlar.
Tom'la sık sık karşılaşır mısın?
Ben sık sık erkek kardeşlerimle karşılaştırılırım.
O sık sık sözlerini tutmayı unutur.
Ben akşam yemeğinden önce çoğunlukla TV izlerim.
O, onunla sık sık sinemaya gider.
O, sık sık onun cehaletinden faydalanır.
Sık sık yüzer misin?
Okula sık sık geç kalma.
O, sık sık beni arabayla gezdirir.
Biz sık sık satranç oynarız.
Babam iş için sık sık Paris'e gider.
Sık sık evimin yanındaki süpermarkete alışverişe giderim.
Bu günlerde, sık sık yağmur yağar.
Onlar birlikte çok oynarlar.
Babam sık sık iş için yurt dışına gider.
Arkadaşım ve ben sık sık sinemaya gideriz.
Tom arkadaşlarıyla birlikte sık sık dışarı içki içmeye gider.
Ablam sık sık sütlü çay içer.
Bu günlerde bana gittikçe daha az sıklıkta yazıyor.
Pazar günleri çoğunlukla onunla tenis oynardım.
Gontran sık sık Nîmes'in sokaklarında Olga ile oynadı.
Mary bacaklarını Alice'den daha sık tıraş ediyor.
Tom'la pazartesi günleri sık sık tenis oynarım.