Examples of using "Menos''" in a sentence and their turkish translations:
- Ne kadar az mal mülk, o kadar az sıkıntı.
- Az mal, az dert.
Gittikçe daha az sayıda öğrenci oluyoruz.
Ne kadar az çalışırsam o kadar az çalışmak istiyorum.
birazcık az kalıyor
Daha az değil.
En azından dene.
Ne kadar az olursa, o kadar iyi olur.
John'dan başka herkes geldi.
Bilen ne kadar az olursa, o kadar iyi.
En azından deneyebilirim.
- Senden hafifim.
- Kilom senden az.
En az 250 kelime yazın.
Ama en azından işe yarıyor.
her şey ama her şey vardı
en azından ön -
Biz hariç herkes gitti.
Tom daha az konuşmalı.
Onun daha az ekmeği var.
Hiç olmazsa uyudun.
Lütfen sessiz olun.
Ne kadar çok düşünürsem o kadar az anlarım.
En azından sana sarılabilir miyim?
Tom hariç herkes geldi.
Hiç olmazsa zamanında gelmeye çalış.
"Anladın mı?" "Az çok."
Bu en az üç kez oldu.
Hiç olmazsa "teşekkür ederim" diyebilirsin.
Kendisi, daha az korkutucu bir seçenek.
bazı ülkeler ise bırakın zarar vermeyi
vurguluyorum en az 2 gün
En az on kitabım var.
İki saatten daha az zamanımız var.
O beş dakikadan az sürdü.
En azından mutlu öleceğim.
- Tom dışında herkes gülümsedi.
- Tom hariç herkes gülümsedi.
Bir saatten daha az zamanımız var.
Senden daha az kitabım var.
Dokuz eksi altı kaçtır?
Pazartesi hariç herhangi bir gün olur.
Daha az iç ve daha fazla uyu.
Tom Mary'den daha az yer.
En azından bir şey yaptım.
En azından Tom dürüst.
Tom ne kadar az bilirse o kadar iyi.
- En azından deneyebilirdin.
- En azından deneyebilirdiniz.
Neredeyse geldik.
En azından deneyebilir misin?
Ne kadar az bilirsen, o kadar iyi.
Jean Alice'den daha az seyahat eder.
Biz yaşlandıkça, daha az hayal kurarız.
O ne kadar az bilirse o kadar iyi olur.
O, ne kadar az bilirse o kadar iyi olur.
En azından hiç kimse yaralanmadı.
Daha çok iş ve daha az sohbet!
Tom Mary'den daha az yedi.
Sana bunun dışında bir şey vereceğim.
Herkes en az iki yabancı dil öğrenmelidir.
Tamam, bu biraz enerji verecektir.
Ama en azından takip edebileceğimiz izler var.
Ama en azından orada olduğunu biliyorum.
sadece Gansu'daki 1000 okuldan biri.
Dünya'nın en doğal olmayan yerleri.
her şeyi ama her şeyi yok edebiliyorlar
En az beş dolara mal olur.
Hepsi korktu, ben hariç.
Hiç olmazsa yatacak bir yerim var.
Dün olduğu kadar bugün soğuk değil.
En azından "teşekkürler" diyebilirdin.
Bu onun umduğundan daha kısaydı.
En azından bir şey yapmaya çalıştım.
Keşke iyi şarkı söyleyebilsem.
Beş dakikadan daha az sürede döneceğim.
Burada en azından 500 öğrenci var.
Bu büyüklükte.
Yaklaşık sekiz kilometredir.
En azından yalnız değildim.
En azından bana bir şans ver.
En azından denemek zorundasın.
Ne kadar az öğrenirsen o kadar çok başarısız olursun.
Bundan başka bir şey yapacağım.
Bu otel tatmin edici olmaktan uzaktır.
O köprü hiç de güvenli değil.
Senden az param var.
Onun en azından dört hatası vardı.
En azından özür dileyebilirdi.
Tom Mary'den daha az seyahat eder.
Tom'un benden daha az arkadaşı var.
Tom hariç herkes burada.
Tom Mary'den daha az içti.
Her ay en az bir kitap okudum.
Tartışarak daha az ve çalışarak daha çok zaman harcayalım.
Tom en az otuz yaşında olmalı.