Translation of "John" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "John" in a sentence and their turkish translations:

''Oi, John. - Não sou o John''.

Merhaba, John. - Ben John değilim.

- Venha aqui, John.
- Venha cá, John.

Buraya gel, John.

- Chamo-me John.
- Meu nome é John.
- Eu me chamo John.

- Ben John'um.
- Bana John derler.

- Tu és o John.
- Você é John.
- Você é o John.

Sen John'sun.

- Chamo-me John.
- Meu nome é John.

Benim adım John.

- Onde John mora?
- Onde o John mora?

John nerede yaşıyor?

- Eu te ligarei, John.
- Eu te chamarei, John.

Seni ziyaret edeceğim, John

- Chamo-me John.
- Meu nome é John.
- Meu nome é João.
- Eu me chamo John.
- Me chamo John.
- John é o meu nome.
- Chamo-me João.

Benim adım John.

John, olhe isso.

Hey, John, buna bak.

Eu juro, John.

Yemin ederim, John.

Com amor, John.

John'u sev.

Onde John mora?

John nerede yaşıyor?

Venha aqui, John.

Buraya gel, John.

John trabalha duro.

John sıkı çalışır.

John escutou cuidadosamente.

John dikkatle dinledi.

- Oi, John! Como vai?
- Olá, John! Como você está?

- Merhaba, John! Nasılsın?
- Merhaba, John! Nasılsınız?

- Chegaram todos menos John.
- Todo mundo chegou, menos John.

John'dan başka herkes geldi.

- John é bom em xadrez.
- John é bom no xadrez.

John satrançta iyidir.

- John é um bom aluno.
- John é um bom estudante.

John iyi bir öğrenci.

- Sentei perto do John.
- Sentei-me ao lado de John.
- Eu me sentei do lado do John.

John'un yanına oturdum.

John é meu sobrinho.

John benim yeğenimdir.

Espero que John venha.

John'un geleceğini umuyorum.

John tem dois filhos.

- John'ın iki oğlu var.
- John'ın iki oğlu vardır.
- John'un iki oğlu var.

É difícil convencer John.

John'u ikna etmek zordur.

John atravessou o portão.

John kapıya doğru ilerledi.

John está combatendo Tom.

John Tom'la güreşiyor.

John gosta de xadrez.

John satranç sever.

John encarou a imagem.

John resme baktı.

Conheço John desde 1976.

- Ben 1976 yılından beri John'u tanırım.
- 1976'dan beri John'u tanıyorum.

John não está aqui.

John burada değil.

Você é o John?

- Sen John'mısın?
- Sen John musun?

John arrancou o carro.

John arabayı çalıştırdı.

John tem duzentos empregados.

John 200 işçi istihdam etmektedir.

- Escolhemos o John para capitão.
- Nós escolhemos o John para capitão.

- John'u kaptan olarak seçtik.
- Biz kaptan olarak John'u seçtik.

- Tom e John são gêmeos.
- Tom e John são irmãos gêmeos.

Tom ve John ikizler.

- Gostaria de falar com John.
- Eu gostaria de falar com John.

John'la konuşmak istiyorum.

- O John nasceu nos US.
- O John nasceu nos Estados Unidos da América.
- O John nasceu nos Estados Unidos.

John ABD'de doğdu.

John Lennon nasceu em 1940.

John Lennon 1940 yılında doğdu.

John e Ann se amam.

John ve Ann birbirlerini seviyorlar.

John, tome a sua sopa!

Çorbanı iç, John!

E aí, John, como vai?

Merhaba John, nasıl gidiyor?

Tom viu Mary beijando John.

Tom Mary'nin John'u öptüğünü gördü.

John não sabe tocar violão.

- John gitar çalamaz.
- John gitar çalmayı bilmiyor.

John entrou correndo no quarto.

John yatak odasına koştu.

John nasceu nos Estados Unidos.

John, Birleşik Devletler'de doğdu.

Gostaria de falar com John.

John'la konuşmak istiyorum.

John tem a minha idade.

John benim kadar yaşlı.

Tom e Mary adotaram John.

Tom ve Mary, John'u evlat edindiler.

Tom era amigo de John.

Tom John'un bir arkadaşıydı.

Tom se parece com John.

- Tom, John gibi görünüyor.
- Tom, John'a benziyor.

John é um bom amigo.

John iyi bir arkadaştır.

John é forte em matemática.

John matematikte iyidir.

John coleciona selos desde criança.

Çocukluğundan beri, John pullar toplamaktadır.

É fácil agradar o John.

John'u memnun etmek kolaydır.

John mora em Nova Iorque.

- John, New York'ta yaşıyor.
- John, New York'ta oturuyor.
- John, New York'ta yaşar.

John deixou a porta aberta.

John kapıyı açık bıraktı.

John não suporta o barulho.

John gürültüye tahammül edemez.

John é um garoto americano.

John Amerikalı bir çocuk.

John partiu a janela ontem.

John dün camı kırdı.

Divirta-se na festa, John.

Partide keyfinize bakın, John.

Tom e John são irmãos?

Tom ve John kardeş mi?

Tom me lembra o John.

Tom bana John'u hatırlatıyor.

O John ama a Mary.

John, Mary'yi seviyor.

Tom e John são cunhados.

Tom ve John bacanaklar.

- Mary contou o segredo para John.
- Mary contou o segredo para o John.

Mary John'a sırrı söyledi.

- Seu nome é Tom, não John.
- O nome dele é Tom, não John.

Onun adı Tom, John değil.

- Nós decidimos que John seja o capitão.
- Elegemos John para ser o capitão.

John'u kaptan olması için seçtik.

- John tentou, em vão, resolver o problema.
- John tentou resolver o problema em vão.

John sorunu çözmek için boşuna uğraştı.

O cachorro responde ao nome John.

Köpek John adına karşılık veriyor.

Ela sabe que John a amava.

O, John'un onu sevdiğini biliyor.

Eu sempre confundo John com Paul.

Ben her zaman, John'u Paul ile karıştırıyorum.

Exceto por John, todos eles chegaram.

John hariç, onların hepsi geldi.

A mão do John está limpa.

John'un eli temiz.

Bem-vindo John! Estávamos esperando você.

Hoş geldin John! seni bekliyorduk.

John fez uma estante de livros.

John bir kitap rafı yaptı.

Tom e Mary seguiram o John.

Tom ve Mary John'u izlediler.

Tom viu Mary conversando com John.

Tom, Mary'yi John'la konuşurken gördü.

John é tão velho quanto eu.

John benim kadar yaşlı.

Tom e John devem ser irmãos.

Tom ve John kardeş olmalılar.

Tom e John não são irmãos.

Tom ve John erkek kardeş değil.

Tom, este é meu irmão, John.

Tom, işte benim kardeşim John.

Tom e Mary amarraram o John.

Tom ve Mary John'u bağladı.

John não tem nenhum amigo aqui.

John burada hiç arkadaşa sahip değil.

Tom e Mary decidiram adotar John.

Tom ve Mary John'u evlatlık almaya karar verdi.

Tom tem um filho chamado John.

Tom'un John adında bir oğlu var.

Eu não sou Tom. Sou John.

Ben Tom değilim. Ben John'ım.

Tom cresceu com John e Mary.

Tom John ve Mary ile büyüdü.

John pertence ao clube de natação.

John yüzme kulübünün bir üyesidir.

O John bateu na minha cabeça.

John bana kafamdan vurdu.

John é meu irmão mais novo.

John benim küçük erkek kardeşim.