Translation of "Limite" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Limite" in a sentence and their turkish translations:

Limite. Limite só pra o que é necessário.

Sınırla. Mümkün olabildiğince sınırla.

Tudo tem limite.

Her şeye bir limit vardır.

Tudo tem seu limite.

Her şeyin limiti vardır.

- Eu finalmente cheguei no meu limite.
- Eu finalmente atingi o meu limite.

Sonunda sınırıma ulaştım.

O céu é o limite.

Gökyüzü limittir.

Havia um limite de tempo?

Zaman sınırı var mıydı?

Não há limite de velocidade.

Hız sınırı yok.

Fechando o caso por tempo limite

davanın süre aşımına uğrayarak kapatılması

Não ultrapasse o limite de velocidade.

Hız sınırını aşmayın.

E limite sua interação na esfera pública.

Ve kamusal alana katılımınızı sınırlayın.

O motociclista ultrapassou o limite de velocidade.

Motosikletçi hız limitini aştı.

- Limite o consumo de açúcar branco e sal refinado.
- Limite o consumo de açúcar refinado e sal.

Beyaz şeker ve tuz tüketimini sınırla.

Eu diria, limite suas interações cara-a-cara.

Yüz yüze etkileşimlerinizi sınırlayın diyebilirim.

Ele tinha chegado ao limite de sua paciência.

Sabrının sınırlarına ulaşmıştı.

Você sabe qual é o limite de velocidade?

Hız limitinin ne olduğunu biliyor musun?

O motociclista foi acima do limite de velocidade.

Motosikletçi hız sınırının üzerinde gitti.

E limite severamente suas viagens de cidade a cidade,

Ve şehirden şehre seyahatlerinizi ciddi şekilde sınırlayın.

Tom geralmente dirige um pouco acima do limite de velocidade.

Tom genellikle hız limitinin biraz üzerinde araç kullanır.

Como resultado, a peça quebrada é muito grande para o limite

bunun sonucunda kırılan parça haddinden çok fazla büyük olduğu için

Estás a passar o limite de quando interferes na vida dos animais.

Hayvanların hayatına karışınca çizgiyi aşmış oluyorsun.

A morte é um horizonte; e um horizonte não é nada mais que o limite da nossa visão.

Ölüm sadece bir ufuktur ve bir ufuk bizim görüş limitimiz hariç hiçbir şeydir.