Examples of using "Escrivaninha" in a sentence and their turkish translations:
Masanın üzerinde bir anahtar vardır.
Mary sırada oturuyor.
Kitabın masanın üstünde.
Masanın altında bir kedi var.
Anahtar masanın üstünde.
O, masasında çalışıyor.
Kardeşim masasındadır.
Bu masa ahşaptan yapılmıştır.
Nancy masayı kendisi hareket ettiremedi.
Masanın üzerine şapka Chama'a ait.
- Masanın üzerinde bir çiçek görüyorum.
- Çalışma masasının üzerinde bir çiçek görüyorum.
Tüm çekmeceler boştu.
Tom kitabı masanın üstüne koydu.
Sandalyeyi sıraya yaklaştırın.
Eğer istersen, masamı kullanabilirsin.
Erkek kardeşimin masasını taşımasına yardım ettim.
Masamın üzerinde birçok elektronik cihaz vardır.
"Masada bir kitap var mı?" "Hayır, yok."
Bu bir masa.
Bu masa iyidir.
Bu masa benim.
"Telefonum nerede?" "Masamın üstünde."
- Bu benim masam.
- Bu benim sıram.
Onu masamın üstüne koyun.
Masanın üstündeki sözlük Tom'unki.
Sıramda bir kitap var.
Tom masasının yanında duruyor.
Çekmecedeki sözlük benim.
Odada bir masa ve bir sandalye vardı.
Sizin saatiniz masanın üstünde.
- Masanın üstünde bir elma var.
- Masada bir elma var.