Examples of using "Debaixo" in a sentence and their turkish translations:
- Ben masanın altına saklandım.
- Masanın altına saklandım.
O, yatağın altında gizli.
Koltuğun altına bak.
Yatağın altında.
Ağacın altındayım.
Yatağın altında bir kedi var.
Kurabiyeler masanın altındalar.
- Ağacın altında bir bank var.
- Ağacın altında bir sıra var.
Masanın altında bir kedi var.
Masanın altında bir kedi var mı?
diğerinin altına girmesiydi
Köprünün altı karanlıktı.
Bir ağacın altına sığındık.
Arabanın altına baktın mı?
Çitin altından süründüm.
Tom masanın altına baktı.
O, sandalyenin altında.
Masanın altına baktın mı?
Tom bir ağacın altına oturdu.
Tom yatağın altında.
Masanın altında bir bisküvi var.
Bisküvi masanın altındadır.
Masanın altında bir kedi var.
Bir kurabiye masanın altındadır.
Yatağın altında gizlenme.
Yatağın altına saklandım.
Yatağımın altında bir şey var.
Masanın altından bir kedi çıktı.
- Terliklerini yatağın altında buldum.
- Terliklerinizi yatağın altında buldum.
Gemi köprünün altından geçti.
Yatağın altında hiç yer yok.
Gazete masanın altında.
Kedi sandalyenin altındadır.
Tom yatağın altına saklandı.
- Tom kendini yatağın altına sakladı.
- Tom yatağın altına saklandı.
Sandalyenin altında hiçbir şey yok.
Kedi yatağın altında.
Bu masanın altında küçük kahverengi bir köpek var.
Yavrunun gözleri en iyi su altında görür.
Uzun süredir su altında olduğumdan,
"Çok şükür güvende. Kayanın altında." dedim.
Masanın altından bir kedi çıktı.
Kanepenin altında bir TV uzaktan kumandası var.
Benim sepet masanın altındadır.
Tom ağacın altına oturdu.
Onun kolunun altında bir kitabı var.
Kutuyu kolunun altında taşıdı.
Ayakkabılarımı yatağın altına koydum.
Onu yatağımın altında sakladım.
Yatağımın altında bir hilkat garibesi var.
Bir ağacın altına oturdular.
Tom parasını yatağının altına sakladı.
Tom ısıölçeri kolunun altına koydu.
Çoraplarınızı kanepenin altında bırakmayın.
Tom bıçağı yatağının altına sakladı.
O, bir ağacın altında oturuyordu.
Üç dakika boyunca su altındaydı.
Masanın altında küçük kahverengi bir köpek var.
Kedim sobanın altında saklanıyor.
Gerçekten paranı yatağın altında mı saklıyorsun?
Tom Mary'nin ağacın altında oturduğunu görmedi.
Yağmurda yürümek beni rahatsız etmez.
Bir ağacın altında okuyan bir kız var.
Tom silahını paltosunun altında gizledi.
Sanırım kedin yatağın altında.
"Acaba su altında iz takip edilebilir mi?" diye düşündüm.
O, sandalyenin altında.
Güneş altında herhangi bir şey hakkında konuşabilirsiniz.
"Ayakkabılarım nerede?" "Yatağın altında."
TV uzaktan kumandası kanepenin altında.
O niçin masanın altına saklanıyor?
Şu ağacın altında duran bir kız görüyorum.
Bu, nadiren görülür ve daha önce hiç su altında filme alınmamıştır.
ve kocaman, zehirli bir anemonun altına gizlendi.
Kütüğün altında bazı yabani mantarlar buldum.
- Erkek kardeşim yatağının altında porno dergilerini gizler.
- Erkek kardeşim porno dergilerini yatağının altında gizliyor.
Golf izliyorum.
Tom çocukların Noel hediyelerini kanepenin arkasına sakladı.
Tom silahı çekmecedeki bazı çorapların altına sakladı.
Ananasın toprak altında yetiştiğini düşünen insanlar var.
Kır evinin arkasında güzel bir ağacın altında bir masa kurdum.
Masanın altında bir kedi var mı?
Kedi sandalyenin altındadır.
Yatağın altına saklandım.
Sen masanın altıda saklandın.
Terlikler yatağın altındadır.
Oğlum bu aşamada su altındaki her şeyle çok ilgiliydi.
Kalemin masanın altındaydı.
Bu makinenin su altında çalışması için bir yol bulmalıyız.
Tom ebeveynlerinin yatağının altında saklanmış Noel hediyelerini buldu.
isminden de her şey açık zaten okyanusal taban okyanusun altında kalan kısım
Ayın üstünde, her şey sonsuz; altında, insanoğlu hariç bir şey yok.
Polisin Tom'un yatağının altında bulduğu gömlekte kan lekeleri vardı.