Examples of using "Desastre" in a sentence and their turkish translations:
Ama bu bir felaket.
Ne felaket ama!
Bu bir felaket olurdu.
O bir felaketti.
Tam bir felaketti.
bizi felakete sürükleyecek
iyide bu felaket demek mi?
Felaketten kıl payı kurtuldu.
Parti tamamen bir felaketti.
Maalesef kaza, bu değerli ilaçları mahvetmiş.
Hafif dikkatsizlik büyük bir felakete sebep olabilir.
Bir felaket olduğundan beri birkaç yolcu hayatta kaldı.
Eğer saman yanarsa, gerçek bir felaket olur.
Mücevherin felaket getireceğine inanıyorlardı.
Tom'la randevum tam bir felaketti.
Sel, yaşadıkları en büyük felaketti.
Bir felaketten ne kadar uzaksak bir sonrakine o kadar yakınız.
Bu plan kağıt üzerinde harika görünüyorken, bir felaket olduğu ortaya çıktı.
O gün evde kalsaydı, felaketle karşılaşmazdı.
Bir doğal afet veya salgın hastalık bütün popülasyonu büyük bir hızla ortadan kaldırabilir.