Translation of "Boca" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Boca" in a sentence and their turkish translations:

- Abra a sua boca!
- Abre a boca!
- Abram a boca!
- Abra a boca!

- Ağzını aç!
- Ağzınızı açın.

- Abra a sua boca!
- Abra a boca.
- Abre a boca.
- Abram a boca!

Ağzınızı açın.

- Cala a boca, idiota!
- Cale a boca, idiota!

Sessiz ol, seni aptal!

- Pode fechar a boca?
- Você poderia calar a boca?
- Vocês poderiam calar a boca?
- Você quer calar essa boca?

Çeneni kapatır mısın?

Cale a boca.

Kapa çeneni.

Fecha a boca.

Ağzını kapat.

Cala a boca!

- Kapa çeneni!
- Kes sesini!

- Dá para fechar a boca?
- Pode fechar a boca?

Ağzını kapatabilir misin?

- Cale a boca!
- Cala a boca!
- Cala-te!
- Cale-se!
- Calem a boca!
- Calem-se!

- Kapa çeneni!
- Kes sesini!

- Não fale de boca cheia.
- Não fale de boca cheia!

Ağzın doluyken konuşma.

- Tom manteve a boca fechada.
- Tom manteve a boca calada.

Tom ağzını kapalı tuttu.

Tenho a boca seca.

Ağzım kuru.

Manterei a boca fechada.

Ağzımı kapalı tutacağım.

Tom enxaguou sua boca.

Tom ağzını duruladı.

Cale essa sua boca.

O çeneni kapa!

Melhor calar a boca.

Sussan iyi olur.

Minha boca está limpa.

Ağzım temiz.

Abra bem a boca.

Ağzınızı geniş açın.

Pode fechar a boca?

- Ağzını kapatabilir misin?
- Çeneni kapatır mısın?

Não abra a boca.

Ağzını açma.

Minha boca está entorpecida.

Ağzım uyuştu.

Minha boca estava seca.

Ağzım kuruydu.

Ela abriu a boca.

Ağzını açtı.

Olha a boca, Tom!

- Sözlerine dikkat et, Tom.
- Ağzından çıkanlara dikkat et, Tom.
- Diline hakim ol, Tom.
- Laflarına dikkat et, Tom.

Tom fechou a boca.

Tom ağzını kapadı.

Tom abriu a boca.

Tom ağzını açtı.

Minha boca está dormente.

Ağzım uyuşuk.

Respire fundo pela boca.

Ağzınızdan derin bir nefes alın.

- Não fale de boca cheia.
- Não fale com a boca cheia.

- Ağzın doluyken konuşma.
- Yemek yerken konuşma.
- Ağzında yemek varken konuşma.
- Dolu ağızla konuşma.

- Por que não cala a boca?
- Por que você não cala a boca?
- Por que vocês não calam a boca?
- Por que não calam a boca?

Neden çeneni kapatmıyorsun?

- Tom tem de calar a boca.
- Tom tem que calar a boca.

Tom'un susması gerekiyor.

Me dá água na boca.

Ağzımı sulandırıyor.

Tom abriu bem a boca.

Tom ağzını kocaman açtı.

Tom me beijou na boca.

Tom beni dudağımdan öptü.

Por favor, abra a boca!

Lütfen, ağzınızı açın.

Queimei o céu da boca.

Damağımı yaktım.

Não fale de boca cheia.

Ağzın doluyken konuşma.

Não fale de boca cheia!

- Ağzın dolu konuşma!
- Ağzın doluyken konuşma!

Tom pôs algo na boca.

Tom ağzına bir şey koydu.

Mastigue com a boca fechada.

Ağzın kapalıyken çiğne.

A minha boca está seca.

Ağzım kuru.

Cala a boca e dirige.

Kapa çeneni ve sür.

- Cale a boca, você está me perturbando.
- Cala a boca, estás me atrapalhando.

Kapa çeneni! Benim dikkatimi dağıtıyorsun.

Tenho um sabor horrível na boca.

Ağzımda berbat bir tat var.

Pronto, está a abrir a boca.

İşte, ağzı biraz açılıyor.

A minha boca é um túmulo.

Dudaklarım mühürlüdür.

Cala a boca e me beija!

Kapa çeneni ve öp beni!

Não mastigue com a boca aberta.

Ağzın açık çiğneme.

Em boca fechada não entra mosca.

Kapalı bir ağız sinek yakalayamaz.

Não ponhas a faca na boca.

Bıçağı ağzına koyma.

Sente-se e cale a boca.

Otur ve çeneni kapa.

Não coloque palavras na minha boca.

Lafları ağzıma tıkama.

Tom colocou o termômetro na boca.

Tom termometreyi ağzına koydu.

Respire pelo nariz, não pela boca.

Burnundan nefes al, ağzından değil.

Tem creme dental na sua boca.

Ağzında diş macunu var.

Ele calou a boca por um momento.

Bir an ağzını kapattı.

O acidente ocorreu na boca do túnel.

Kaza, tünelin ağzında meydana geldi.

Abra a boca e feche os olhos.

Ağzını aç ve gözlerini kapat.

Chocolate suíço derrete mesmo na sua boca.

İsviçre çikolatası ağzınızda gerçekten erir.

Eu só deixei a minha boca fechada.

Sadece ağzımı kapalı tuttum.

Estou te falando para calar a boca.

Çeneni kapatmanı söylüyorum.

Tom não sabe quando calar a boca.

- Tom ne zaman susacağını bilmiyor.
- Tom ne zaman sessiz olması gerektiğini bilmiyor.

Tom colocou a mão sobre a boca.

Tom elini ağzına koydu.

Você não devia falar de boca cheia.

Dolu ağzınla konuşmamalısın.

O copo está cheio até a boca.

Kupa ağzına kadar dolu.

Você me tirou a palavra da boca.

Sadece onu söyleyecektim.

Tom encheu o balde até a boca.

Tom kovayı ağzına kadar doldurdu.

Pode calar a boca por um minuto?

Bir dakika susar mısın?

- É falta de educação falar com a sua boca cheia.
- É falta de educação falar de boca cheia.

Ağzın doluyken konuşmak kabalıktır.

Tem recetores na boca que "provam" o ar.

Ağzındaki alıcılar havanın tadına bakıyor.

Esse quebra-boca costumava ser usado em lamentos.

Bu ağız kopuzu ise ağıtlarda kullanılırdı daha çok

O leão abriu sua enorme boca e rugiu.

Aslan kocaman ağzını açtı ve kükredi.

Por que a sua boca é tão grande?

Niçin ağzınız o kadar büyük?

Não se deve falar com a boca cheia.

Ağzın dolu olduğunda konuşmaman gerekir.

- Você tem lábios bonitos.
- Sua boca é linda.

- Çok güzel dudaklarınız var.
- Güzel dudakların var.

Cale a boca e pegue o meu dinheiro!

- Sesini kes ve paramı al!
- Kapa çeneni ve paramı al!

- Cala a boca e assiste ao filme.
- Cale a boca e assista ao filme.
- Cale-se e veja o filme.

Kapa çeneni ve filmi izle.

Donna nasceu com uma colher de prata na boca.

Donna varlıklı bir ailede doğdu.

O cachorro tinha um pedaço de carne na boca.

Köpeğin ağzında bir parça et vardı.

Tom foi esperto o bastante para calar a boca.

Tom susmak için yeterince zekiydi.

Tom limpou a boca com as costas da mão.

Tom elinin tersiyle ağzını sildi.

Ele estava sentado lá com um cachimbo na boca.

Ağzında bir pipoyla orada oturuyordu.

E consigo ver claramente o tentáculo arrancado na boca dele.

Kopmuş kolunu, ağzında görebiliyordum.

- Coloque algo em sua boca.
- Coma alguma coisa.
- Coma algo.

Bir şey ye.

Tom disse ao filho para não comer de boca aberta.

Tom oğluna ağzı açıkken yemek yememesini söyledi.

Ele deixou a pizzaria com a boca lambuzada de molho.

O, sos bulaşmış ağzı ile pizzacıdan ayrıldı.

Cale a boca. Se você não calar, vão expulsá-lo.

Kapa çeneni. Eğer kapamazsan, dışarı atılırsın.

Não deves estacionar na frente de uma boca de incêndio.

Yangın musluğunun önüne park etmemelisin.

Eu como com a boca e cheiro com o nariz.

Ağzımla yerim ve burnumla koklarım.