Translation of "Acreditava" in Turkish

0.050 sec.

Examples of using "Acreditava" in a sentence and their turkish translations:

Tom realmente acreditava naquilo.

Tom aslında ona inanıyordu.

- Tom disse que ele acreditava nisso.
- Tom disse que ele acreditava naquilo.

Tom buna inandığını söyledi.

Ninguém acreditava no meu país.

Hiç kimse benim ülkeme güvenmiyordu?

Mas ninguém acreditava em mim.

Ama kimse bana inanmadı.

- Sami não acreditava que Jesus foi crucificado.
- Sami não acreditava que Jesus tivesse sido crucificado.

Sami, İsa'nın çarmıha gerildiğine inanmadı.

Acreditava-se que a Terra era plana.

Dünyanın düz olduğuna inanılıyordu.

Ele acreditava que a Terra era redonda.

O, Dünyanın yuvarlak olduğuna inanıyordu.

Acreditava-se que o tomate era venenoso.

İnsanlar domatesin zehirli olduğunu düşünürdü.

Ela lhe disse que acreditava na astrologia.

O ona astrolojiye inandığını söyledi.

Fadil acreditava ter feito a coisa certa.

Fadıl doğru şeyi yapmış olduğuna inanıyordu.

- O Tom acreditou na Mary.
- O Tom acreditava na Mary.
- Tom acreditava em Mary.
- Tom acreditou em Mary.

Tom, Mary'ye inandı.

- Tom acreditou em você?
- Tom acreditava em você?

Tom sana inandı mı?

Tom não acreditava que Mary mentiria para ele.

Tom Mary'nin ona yalan söyleyeceğine inanmıyordu.

Acreditava-se que Joe tinha atirado no prisioneiro.

Joe'nun tutukluyu vurduğuna inanılıyordu.

Ele falava às pessoas o que ele acreditava.

Ortalarda dolaştı ve insanlara

Eu acreditava em tudo o que você dizia.

Söylediğin her şeye inanırdım.

Você acreditava em Papai Noel quando era criança?

Sen bir çocukken Noel Baba'ya inanır mıydın?

Fadil acreditava em cada palavra que Layla dizia.

Fadil, Layla'nın söylediği her kelimeye inanıyordu.

Tom realmente acreditava que ele poderia prever o futuro.

Tom gerçekten geleceği tahmin edebileceğine inanıyordu.

Tom não sabia se acreditava em Mary ou não.

Tom Mary'ye inanıp inanmayacağını bilmiyordu.

Quando eu era uma criança, acreditava em Papai Noel.

Bir çocukken, Noel Baba'ya inanırdım.

Tom acreditava que nada de ruim pudesse acontecer a ele.

Tom kendisine kötü bir şey olmayacağına inanıyordu.

Acreditava-se que o Sol girava em torno da Terra.

Güneşin dünyanın etrafında döndüğüne inanılırdı.

- O Tom acreditou em mim.
- O Tom acreditava em mim.

Tom bana inandı.

Aristóteles acreditava que a Terra era o centro do universo.

Aristo dünya'nın evrenin merkezi olduğuna inanıyordu.

O Tomás não acreditava no que tinha acabado de acontecer.

Tom az önce olanlara inanamadı.

- No início, não acreditei no Tom.
- No início, eu não acreditava no Tom.
- No início, eu não acreditei no Tom.
- De início, eu não acreditava no Tom.

Başlangıçta Tom'a inanmadım.

Enquanto os combates irrompiam, Napoleão ainda acreditava que ele enfrentava apenas a retaguarda inimiga.

Ağır dövüş patlak verirken Napolyon hala sadece düşman korumasıyla yüzleştiğine inanıyordu.

Ele acreditava que os negros poderiam vencer a luta pelos direitos igualitários sem violência.

O, siyahların şiddet olmaksızın eşit haklar için mücadelelerini kazanabileceklerine inanıyordu.

Eu não acreditava em milagres até presenciar o milagre do nascimento de uma criança.

- Doğurma mucizesine tanık olana kadar mucizelere inanmıyordum.
- Mucizelere inanmıyordum, ta ki doğurma mucizesine tanık olana kadar.

- Eu acreditava que você tinha parado de fumar.
- Eu pensava que tinhas deixado de fumar.

Sigarayı bıraktığını sanıyordum.

- Achava que você estaria aqui.
- Acreditava que você estaria aqui.
- Eu achava que você estaria aqui.

Burada olacağını düşündüm.

- Tom não acreditou em nada do que a Mary disse.
- Tom não acreditava em nada do que a Mary dizia.

Tom Mary'nin söylediği hiçbir şeye inanmadı.