Examples of using "Słychać" in a sentence and their turkish translations:
(Beatbox yapıyor) Hey, naber millet?
- İyi akşamlar. Nasılsın?
- İyi akşamlar. Nasılsınız?
Sesini 200 metreyi aşkın bir alana yayıyor.
Dün gece, o, iyi olup olmadığını sordu.
Böyle yapmalısın... Boşalmış gibi ses çıkmalı.
Baban nasıl?
O kadar yüksek sesle sesle konuşuyorsun ki seni birinci katta bile duyabiliyorum.
Tom Mary'ye nasıl olduğunu sordu.