Examples of using "Móc" in a sentence and their turkish translations:
Keşke gidebilsem.
birkaç yenilgi yaşamış olmak gerekir.
bir hastalık gibi ele almalıyız.
Keşke bir şey yapabilsem.
Keşke onu daha iyi yapabilsem.
yukarı çıkıp nefes alabilesin.
Gündoğumunu izleyebilelim diye erken kalktık.
ve geçmişte olanla yaşamama izin verdim.
çoğunluğun Müslüman olduğu bir ülkeden geldiğim için
İyi bir koltuk almak için oraya erken gittim.
Keşke sana sebebini söyleyebilsem fakat söyleyemiyorum.
alıştığımız ilerlemeyi devam ettirebileceğimiz bir bakış açısı.
ve böylece üzerimizde siyasi hâkimiyet kurup ekonomik açıdan bizi sömürmek istediler.
Keşke o arabayı satın alacak yeterli param olsa.
Hayatımı istediğim şekilde yaşamış olmayı dilerdim.
Dişlerinize iyi bakmak önemlidir böylece yaşlandığınızda normal şekilde yiyebileceksiniz.
- Tom gitar kutusunu yere bıraktı böylece Mary'ye sarılabildi.
- Tom Mary'ye sarılabilmek için gitar kutusunu yere bıraktı.
- Oraya gidecek ve içindeki her şeyi okuyacak zamanım olmasını dilemeden bir kütüphaneyi asla fark etmem.
- Bir kütüphane görünce, gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmayı dilemediğim olmamıştır.
- Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer.