Examples of using "Pójść" in a sentence and their turkish translations:
Ben gitmek istiyorum.
Ben oraya gitmek istedim.
Oraya gitmek niyetindeyim.
Bir yere gitmem gerekiyor.
Gitmeme izin ver.
Ben gitmeye razı oldum.
Keşke gidebilsem.
Gitmeye karar verdim.
Gerçekten tek başına gitmeliydin.
hayvan izlerini mi izleyeceğiz?
Sinemaya gitmek ister misin?
Bana nereye gideceğini söyledi.
Bir film izlemeye gitmek istiyorum.
Benimle gelmek zorundasın.
- Sen bir doktorla görüşmelisin.
- Doktora gitmelisin.
- Doktora görünmelisin.
Yine de oraya gitmek istiyorum.
Tom nereye gitmiş olabilir?
Daha iyi yapabilirdim.
Hiçbir yere gitmemeliydim.
Sadece oraya gitmek zorundasın.
Yalnız gitmeye korkuyorum.
hatta bir adım daha ileri gitmeliyiz.
Ben bir kez daha oraya gitmek istiyorum.
Bizzat gitmesi gerekli.
Hangi plaja gitmek istersin?
Kız kardeşime gitmeyi düşündüm.
Bugün gitmeyi yarın gitmeye tercih ederim.
Belki bir doktorla görüşmelisin?
Kısa zamanda doktoru görmek istiyorum.
Canın tiyatroya gitmek istiyor mu?
Önce nereye gideceğimize birlikte karar verelim.
Peki hangi yöne doğru gidelim?
Keşke seninle birlikte partiye gelebilsem.
Babam konsere gitmeme izim verdi.
Öylece bırakıp gidemeyiz.
Tom'la çıkmak istiyor musun?
Sanırım nereye gitmemiz gerektiğini biliyorsun.
Dün gece daha erken yatmaya gitmeliydim.
Tom zaten kiminle gideceğine karar verdi.
Tom muhtemelen doktora gitmeli.
Neden bizimle gelmek istemiyorsun?
Belki Tom doktora gitmeli.
Bugün seninle gelemem.
Kıyıdan dolaşmak istiyorsanız "Sağ"a.
Terk edemem.
Tom bile parka gitmek istemedi.
Ters gidebilecek her şey ters gitti.
Kayalıklara mı tırmanayım, kıyıdan mı dolaşayım?
Bir 45'likle bankaya girmek gibisi yoktur.
Yarın yüzmeye gitmeye ne dersin?
Senin, oraya tek başıma gitmeme izin vereceğini sanmam.
Tom'un gidebileceği sadece bir yer var.
- Hastalıktan dolayı partiye gidemedim.
- Hastalık nedeniyle partiye gidemedim.
Bu öğleden sonra hayvanat bahçesine gitmek ister misin?
Yanında kalabilir miyim? Gidecek hiçbir yerim yok.
- Gitmek ister misin?
- Gitmek istiyor musun?
Bu hafta sonu seninle takılmak isterim.
Sizinle Chuck's Diner'a gitmek eğlenceliydi.
Seninle gelip gelemeyeceğimden emin değilim.
Tom Mary'nin bizimle gitmek isteyip istemediğini bilmiyor.
Arabam bozulduğu için oraya yürümek zorunda kaldım.
Tom da pikniğe gitmek istiyor, onu davet etmeliyiz.
O tarafa gidebiliriz. Ağaçların altında korunaklı kalmayı deneyebiliriz.
Kıyıdan gitmek isterseniz "Sağ"a ve "Tamam" tuşlarına basın.
Birisi kapıyı çaldığında o yatmaya gitmek üzereydi.
Seninle gitmek istiyorum, Tom.
Ev işlerin bittiğinde arkadaşlarınla oynamaya gidebilirsin.
Babam bir müzisyendi ve ben onun yolundan gideceğim.
Bu, tehlikeyi göze almak anlamına gelse bile, o oraya gitmeye karar verdi.
Merak ediyordum, bu akşam benimle bir filme gitmek ister misin?
Buraya gelmek yerine Tom'un gitmemizi istediği yere gitmemiz gerektiğini düşünüyor musun?
Çantası burada, demek ki okula gitmiş olamaz.
Eve gitmemden önce yapmam gereken birçok şey var.
Ya da su olan tünelden gidebiliriz. Suyun olduğu yerde yaratıklar da vardır.
o yöne dönmek ve enkazı aramaya devam etmek isterseniz "Tekrar Dene"yi seçin.
Bana bir bardak su getirir misiniz?
Tom bisikletinin patlak tekeri olduğundan bugün okula yürümek zorundaydı.
Tek seçeneğin gitmek gibi görünüyor.
Tom gitmeme izin vermedi.
- Oraya gidecek ve içindeki her şeyi okuyacak zamanım olmasını dilemeden bir kütüphaneyi asla fark etmem.
- Bir kütüphane görünce, gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmayı dilemediğim olmamıştır.
- Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer.
Annem hasta olduğu için konsere gidemedim.