Examples of using "Cień" in a sentence and their turkish translations:
Güneşten dolayı oluşan gölgeyi görüyor musunuz?
Tamam, bunu bırakıp bir gölge bulalım.
Tom'u kurtarabileceğimize dair hâlâ bir fırsat var.
Yapmak istediğimiz şey gölgelik bir yer bulup onları güneşten saklamak.
Kıvırcık tarantulanın sekiz ufak gözünün pek ışık algıladığı söylenemez.
Bakın, şu çıkıntı yapan kayalığın altına sığınabiliriz. İhtiyacınız olan bu, sadece güneşten kaçıp gölgeye girmek.