Examples of using "Widzisz" in a sentence and their turkish translations:
Görüyor musun?
Farkı görebiliyor musun?
Tom'u görebiliyor musun?
Bahçeyi görüyor musun?
Onu görüyor musun?
Yıldızı görüyor musun?
Şimdi görüyor musun?
Bir gül görüyor musun?
- Ne görüyorsun?
- Sen ne görüyorsun?
Orada bir şey görebiliyor musun?
Rakunu görüyor musun?
Bana ne gördüğünü söyle.
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
Resmi görebiliyor musun?
Onu göremiyor musun?
- Ne görüyorsan onu alırsın.
- Ne görüyorsan o.
Örüntüyü görmüyor musun?
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
Beni görüyor musun?
Bu ışıkta görebiliyor musun?
Konuştuğumuzu göremiyor musun?
Parktaki insanları görüyor musun?
Tepesi karlı dağı görebiliyor musun?
Resimde ne görüyorsunuz?
Belki onu görmüyorsun.
Güneşten dolayı oluşan gölgeyi görüyor musunuz?
Oralarda bir yerde bir zımba göremiyor musun?
Bak, meşgul olduğunu biliyorum.
Orada bir şey gördüğümü düşündüm.
Ne yapıyor olduğumuzu göremiyor musun?
Ne olduğunu görmüyor musun?
Sen göremiyorsun.
Şu evi görüyor musunuz? O benimki.
Şu evi görüyor musunuz? O benim evim.
Nedir seni yaralayan acı
sıcak dolayısıyla uzakta parlayan bir yansıma görebilirsiniz.
Oradaki büyük beyaz binayı görebiliyor musun?
Kayan bir yıldız gördüğünde bir dilek tut.
Orada senin görmediğin bir sorun var.
Az önce ne olduğunu göremiyor musun?
Tom'un ne yaptığını göremiyor musun?
- Bir hata görürseniz lütfen düzeltin.
- Eğer bir hata görürsen, öyleyse lütfen onu düzelt.
Bunu her gün görmüyorsun.
Istakozların bir anda resiften fırladığını görüyorsunuz.
Ekranın alt kısmındaki araç çubuğunu görebiliyor musun?
Tom burada mutlu değil. Bunu göremiyor musun?
Rahat bıraksana beni! Görmüyor musun meşgulüm.
İşte tehlike buydu, yolun sonunu görmeden kayarsanız bu olur.
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Ve sonra Covid-19'un ne denli tehlikeli olabileceğini görürsünüz.