Examples of using "Nie" in a sentence and their turkish translations:
- Hayır, ben şarkı söylemiyorum.
- Hayır, şarkı söylemiyorum.
Hayır, gitmedim.
Hayır, ben yardım etmedim.
Şaka yapmıyorsun, değil mi?
Ben hayır demeyeceğim.
Hayır, bilmiyorum.
Hayır, yapamazsın.
Anlamadın.
Hayır, çok fazla değil.
Hissettiğim o değil.
Hayır, hiçbir şey yok.
Hayır, bir şey yok.
Anlamıyor musun?
Hayır, hiçbir şey söylemeyeceğim.
Hayır, ben onu yazmadım.
Çalışmazsan yemek yiyemezsin.
Hayır.
- Hayır mı?
- Hayır mı dedin?
Aptal olma.
Saf olmayın.
Ondan niçin hoşlanmadığını bilmiyorum.
Ben onları saklamadım.
"Onu öptün mü?" "Hayır, onu öpmedim."
Hayır, bu olmayacak.
Ne içki içerim ne de sigara içerim.
- Öyle olduğunu sanmıyorum.
- Öyle düşünmüyorum.
Anlamadım.
Onlar durmayacak.
Şimdi vazgeçme.
- Bilmiyorum.
- Bilmem.
Sen göremiyorsun.
Hayır. O, sudan hoşlanmaz!
Hayır, asla orada bulunmadım.
Evet. Hayır. Belki. Bilmiyorum.
Gidemezsin.
- Yerde kal!
- Eğil!
Endişelenme. Seni asla terk etmeyeceğim.
O siyah değil mi?
Bunu yapmamamız gerektiğini bilmiyordum.
İyi görünmüyorsun.
Tanışmadık.
Bu yapmayacak.
Risk almazsanız bir şey kazanamazsınız.
Yine de fark etmeden edemediğim şey
Artık beslenme veya avlanma yoktu.
Buna inanmıyorum.
- Seni suçlamıyorum.
- Sizi suçlamıyorum.
Müzik yoksa hayat da yoktur.
Onun, niçin gerçeği söylemediğini anlayamıyorum.
Ben yumurta sevmiyorum.
- Ben uykulu değilim.
- Uykum yok.
Emin değilim.
Su içmem.
- Beni itme.
- Beni zorlama.
İstemiyorsan cevap vermek zorunda değilsin.
Hatalarım olmadı demedim.
Ben uzun boylu değilim.
- Bir davet almadım.
- Bir çağrı almadım.
Biz neyin yanlış gittiğini bilmiyoruz.
Ben kitap okumam.
Tom gitmezse gitmiyorum.
Tom'u sevmekten başka çaren yok.
Merak etmeyin. Ben Tom'a söylemeyeceğim.
Endişelenme. Mary'ye söylemeyeceğim.
Düşünmüyorum; öyleyse yokum.
Lütfen ağlama.
Yağmur duruncaya kadar dışarı çıkmayacağım.
- Sorun yok!
- Sorun değil.
- Sorun yok.
Ne bir şey duydum ne de gördüm.
Hatırlamadığına şaşırmıyorum.
Sağır değilim.
Sen hasta değildin.
Onun öldüğüne inanamıyorum!
Hayır, Tom, resimlere dokunamazsın!
Şişman değilim!
Laf değil, eylem.
Muhtemelen yağmur yağacak.
Beni tehdit etme. Hiçbir şey söylemeyeceğim.
Surat asma.
- Ben öğrenci değilim.
- Öğrenci değilim.
Benim kimseye ihtiyacım yok.
Ona söylemedim.
Hiçbir şey imzalamadım.
Okumak istemiyorsan, okuma.
- Evli değil misin?
- Evli değil misiniz?
Açgözlü olmayın.
Bana vurma.
Niçin kontrol etmiyoruz?
İçeri girmeyecek misin?
- Avukata ihtiyacım yok.
- Bana avukat lazım değil.
Bu başarısız oldu.
Sana yalan söylemedim.
Ağlama. Ağlamak hiçbir şeyi çözmez.
- Saçmalama!
- Boş konuşma.