Translation of "Oczu" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Oczu" in a sentence and their turkish translations:

- Straciłem Toma z oczu.
- Straciłam Toma z oczu.

Tom'u gözden kaybettim.

Nie zamykaj oczu.

Gözlerini kapatma.

Straciliśmy go z oczu w tłumie.

Biz kalabalıkta adamın görüntüsünü kaybettik.

Tom zdjął Mary opaskę z oczu.

Tom, Mary'nin gözündeki bağı çıkardı.

Czy jedzenie świńskich oczu jest bezpieczne?

Bir domuzun göz küresini yemek güvenli midir?

Ten grzechotnik, aby widzieć... nie potrzebuje oczu.

Bu çıngıraklı yılan görebiliyor ama gözleriyle değil.

Ale zobaczyłem pod sobą parę pięknych zielonych oczu.

arkamı döndüğümde bir çift güzel yeşil göz aşağıdan bana bakıyordu

Jeśli stracisz z oczu cel, szybko się zgubisz.

Gözünüzü toptan ayırırsanız hemen kaybolursunuz.

Łzy napłynęły mi do oczu, gdy kroiłem cebule.

- Soğanları doğradığım zaman gözlerimden yaş geliyordu.
- Soğanları doğrarken gözüm yaşardı.

Szampon dostał mi się do oczu i szczypie.

Gözlerimde biraz şampuan var ve o yanıyor.

Prawie nie używa oczu i wywąchuje drogę przez ciemność.

Gözlerini pek kullanmaz. Onun yerine karanlıkta yolunu koklayarak bulur.

Osiem oczu ptasznika kędzierzawego widzi niewiele więcej niż światło i cień.

Kıvırcık tarantulanın sekiz ufak gözünün pek ışık algıladığı söylenemez.

A oto mój sekret. Jest bardzo prosty: dobrze widzi sie tylko sercem. Najwazniejsze jest niewidoczne dla oczu.

Verecegim sir çok basit: insan ancak yüregiyle baktigi zaman dogruyu görebilir. Gerçegin mayasi gözle görülmez.