Examples of using "Niż" in a sentence and their turkish translations:
Oysa kaba olmak öyle değil.
Sen Tom'dan daha yaşlı mısın?
Düşündüğümden bile daha kötüdür.
Beklediğimden daha uzunsun.
Bunlar göründüğünden daha büyük.
Her zamankinden daha güzel görünüyordu.
Köpekleri kedilerden daha çok severim.
O, düşündüğümden daha kolay.
- Muzu elmadan daha çok tercih ederim.
- Muzu elmaya tercih ederim.
Bir saatten daha az zamanımız var.
- Lafla peynir gemisi yürümez.
- Söylemek yapmaktan kolaydır.
- Söylemesi kolay, yapması zor.
- Dile kolay.
Ben her zamankinden daha geç vardım.
Merkatör'den çok daha iyi.
Dünden daha güçlüyüm.
Okumayı yazmaya tercih ederim.
Düşündüğümden daha zordu.
- Kaliteyi miktara tercih ederim.
- Niteliği, niceliğe tercih ederim.
Ben Tom'dan daha uzunum
İlkbaharı sonbahara tercih ederim.
Düşündüğünden daha çok biliyorsun.
- Bundan daha fazlasına ihtiyacımız var.
- Bize bundan daha fazlası lazım.
Sen eskisinden çok daha ağırsın.
- Geç olması hiç olmamasından daha iyidir.
- Geç olsun da güç olmasın.
Düşündüğünden daha yaşlıyım.
Yazı kışa tercih ederim.
sağlığın hastalıktan daha iyi,
bolluğun yokluktan daha iyi,
çok daha fazla şey öğreniyor bence. POLİS
bir kuruma yerleştirmekten iyidir.
Kendi kendine konuşmaktansa başkalarını dinlemeyi tercih eder.
Tere yağını peynirden daha çok seviyorum.
Edvardas Robertas'tan daha genç.
Kalkış inişten daha kolaydır.
Philip senden daha sevimli.
20 kişiden fazla geldiler.
Benim sahip olduğumdan daha fazla enerjiye sahipsin.
Bir köpeğe sahip olmaktansa bir kediye sahip olmayı tercih ederim.
Şu an her zamankinden daha da yakınız.
Dün hava bugünkünden daha soğuktu.
İngilizceyi müzikten daha çok seviyorum.
Buradaki herkesten daha sıkı çalışıyorsun.
Onu herhangi birinden daha iyi tanırım.
Teslim olmaktansa ölmeyi tercih ederim.
Tom benden daha büyük.
Bu göründüğünden daha zor.
Beklediğimden daha uzunsun.
Elmayı portakaldan daha çok severim.
Sütü meyve suyundan daha çok severim.
Ben kahve içmeyi çay içmeye tercih ederim.
- Saçlarım Jane'inkinden daha uzun.
- Saçım Jane'inkinden daha uzun.
O, her zamankinden daha çok para harcadı.
Benden bile uzunsun.
Bunu senden daha uzun süredir yapıyorum.
O, benden daha hızlı koşabilir.
Düşündüğümden daha fazla değiştin.
Sen Tom'dan daha iyi bir dansçısın.
Tom Mary'den daha iyi bir yüzücü.
Ben senin erkek kardeşinden daha yaşlıyım.
- Tom Mary'den daha uzundur.
- Tom, Mary'den daha uzun boyludur.
- Tom, Mary'den daha uzundur.
Tom senin düşündüğünden daha zeki.
Benim kameram seninkinden farklıdır.
Her zamankinden daha az karımız var.
- Söze bakılmaz, işe bakılır.
- Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.
- Durum düşündüğümüzden daha kötüydü.
- Durum düşündüğümüzden daha kötü.
Tom, Bill'den daha yavaş konuşur.
Futbolu beyzbola tercih ederim.
Bugün gitmeyi yarın gitmeye tercih ederim.
Bu hâlâ hiç yoktan iyidir.
Her zamankinden daha iyi hissediyorum.
Tom söylemesi gerekenden daha fazlasını söyledi.
Tom göründüğünden daha ağır.
Tom'dan daha fazla param var.
Sen eskisinden çok daha şişmansın.
Jane Yumi'den daha iyi yüzer.
Beklediğimden gerçekten farklı.
Bob'u Tom'dan daha çok severiz.
- Vazgeçmektense ölmeyi tercih ederim.
- Pes etmektense ölmeyi tercih ederim.
O, Tom'dan daha kısadır.
Seni onu sevdiğimden daha çok seviyorum.
Ken'den daha hızlı koşabilirim.
Kızlar erkeklerden daha hızlı olgunlaşırlar.
Tom eskisinden daha varlıklıdır.
Çocuklar anne ve babalarından çok arkadaşlarını taklit ederler.
- Tom'dan çok gençsin.
- Tom'dan çok daha gençsin.
- Taksi otobüsten daha pahalı.
- Taksi otobüsten daha pahalıdır.
Altın demirden daha değerlidir.
Bütün, parçaların toplamından daha büyüktür.
Dreyfus'unkinden daha iyi bir eşleşme.
Mesela Irak'a silah satmaktan daha kolaydı
Video görüşmesindense sesli konuşmayı tercih edin.
Stavanger'dekinin beş katı olduğunu görüyoruz.
"Little Shop of Horrors" için seti değiştirmesi gibi.
ameliyatlarını anestezi ile birlikte geçirmeyi tercih eder.
Bugün 40 saatten daha az çalışıyorlar.
hayatın ölümden daha iyi olduğu,