Examples of using "żywa" in a sentence and their turkish translations:
Balık hâlâ canlı mı?
Sonra bir baktım ki yuvanın dışına sürüklenmiş, ölmek üzere.
Yaşayan hiçbir şey havasız yaşayamazdı.
Bu mağarayı sığınak olarak seçmeniz çok iyi oldu. Orman geceleri daha da canlanıyor.