Examples of using "Bez" in a sentence and their turkish translations:
- O, bir iz bırakmadan gözden kayboldu.
- O hiçbir iz bırakmadan kayboldu.
Hiçbir yorumum yok.
Kitapsız bir oda, ruhsuz bir beden gibidir.
Tamam çocuklar, dikkatli yürüyün.
Yavaş, acele etmeden.
Havasız ölecektik.
Aralıksız yağmur yağdı.
Önemli değil.
- O veda etmeden gitti.
- O veda etmeden ayrıldı.
- O veda etmeden terk etti.
Onlar ayakkabı olmadan yürüyorlar.
Ben işsizim.
Buzsuz çay.
Sen isteksizsin.
Sen duygusuz değilsin.
Sen isteksizsin.
Sen hayal gücü kıt birisin.
Sen vicdansızsın.
Onlar her zaman yalan söylüyor.
Sen kalpsizsin.
O, veda etmeden ayrıldı.
Tek kelime bile etmeden ortadan kayboldu.
Tek kelime söylemeden odadan ayrıldı.
Biz gıda olmadan yaşayamayız.
Hiçbir şey sınırların dışında olmamalı.
Sebebi her neyse
hava akımı olmayan tünel mi?
Bir harita olmasaydı, o kaybolurdu.
O hareketsiz yatıyordu.
Bitkiler susuz ölürler.
Amaçsızca dolaştım.
Tom bir iz bırakmadan ortadan kayboldu.
Affedersiniz, wasabisiz lütfen.
Şüphesiz.
Ben daima meşgulüm.
Sudan çıkmış balık.
O, gizemi açıklamada zorluk çekmedi.
Bilgi olmadan geri gelme.
Susuz yaşayabilirim.
Tom uyarmadan gitti.
- Uyarısız kovuldu.
- Haber verilmeden kovuldu.
- Uyarı yapılmadan işten çıkarıldı.
- Uyarılmadan görevden alındı.
O, aksansız konuşur.
Nedensiz olarak bana hakaret etti.
Durduk yere üzüldüm.
- Batı Cephesinde yeni bir şey yok.
- Batı Cephesi'nde yeni bir şey yok.
Sen olmadan ben hiçbir şeyim.
"Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok"
otizmliler ve otizmsizler, tabii ki de.
Anlaşıldı. Hemen hallediyoruz. Teşekkürler. Tamam.
hiçbir etkileşime geçmeden buzun içinden geçerler.
Biz su olmadan var olamayız.
Pratiği olmayan teori işe yaramaz.
Hiç acelesi yok.
Açık bilet alalım.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Ben nedensiz yere tekrar denedim.
Mola vermeden saat ikiden beri yazı yazıyorum.
İşi herhangi bir zorluk olmadan yaptı.
İnsanlar hava olmadan yaşayamaz.
Sensiz ne yaparım?
Ben onun ofisini kolayca buldum.
Alkolsüz bir şeyiniz var mı?
Biz sensiz başlamak istemedik.
Sensiz yaşayamam.
Bilimsiz gelecek yoktur.
İstisnasız kural yoktur.
- O, şekersiz kahveyi sever.
- O, şekersiz kahveden hoşlanır.
Ben işsizim.
Onsuz yaşamayı öğrendim.
Parasız bir dünya düşünebilir misiniz?
Tom gözlüğü olmadan göremez.
Tom olmadan nasıl yöneteceğiz?
Biz bunu sensiz yapmayacağız.
Bugün telefon durmadan çalıyor!
Kışın bir monttan vazgeçemem.
- Emek yoksa yemek de yok.
- Zahmet yoksa kazanç da yok.
- Emek olmadan yemek olmaz.
Havasız yaşayamayız.
- Televizyon olmadan yaşayamam.
- Televizyonsuz yaşayamam.
Nedeni olmadan bana hakaret etti.
Kadınlar olmadan dünya nasıl olurdu?
İlginç bir soru cevapsız kaldı.
- Sensiz her şey daha iyi.
- Sen olmadan her şey daha iyi.
Bütün bu sadece anlamsız laf kalabalığı.
Bir kadınsız yaşayamam.
Hiç şüphe yok: evren sonsuzdur.
Alakasız değil.
Biz olmadan toplantıya başlamayacaklar.
Onsuz idare edeceğiz.
Tom sebepsiz güldü.
Bütün kasaba patlatıldı.
Oksijensiz yaşayamayız.
Kıskançlık olmayan hiçbir aşk yoktur.
İngilizcen kusursuz.
Salatalığı soymadan yemem.
Sensiz bir hayatı asla hayal edemedim.