Examples of using "Bardziej" in a sentence and their turkish translations:
Daha muzaffer.
Daha kasıntı.
Daha çok çabala.
...risk o kadar artıyor.
şu anki bilinen şartlara dayanarak
Daha esnek olun.
Çiçekler daha renkli ve çim daha yeşil görünüyor.
Konuyu entellektüel yapacağım.
Oldukça hırpalanıyorum.
Daha canlı ve net olacak.
Daha büyük, daha cesur.
Daha rahat bir hayat yaşamak istiyordu.
Biz daha dikkatli olmak zorundayız.
Hangi bisikleti daha çok seviyorsun?
Daha agresif olmak zorundasın.
daha çok, diğer insanlar için ve
Ebeveynlerinden hangisine benziyorsun?
Keşke biraz daha spontan olsam.
Ve hâlâ günden güne anlıyoruz ki
Yaptığımız ikinci şey biraz daha yöntemsel.
Yamaç çok fena dikleşiyor.
Gerçekleşen tek şey çok hızlı yorulmam.
Bundan daha masum ne olabilirdi ki?
onun olabilirliğini daha mümkün görüyoruz.
Kendine daha iyi bakmalısın.
Tere yağını peynirden daha çok seviyorum.
- Bundan her geçen gün daha çok hoşlanıyorum.
- Bunu gün geçtikçe daha çok seviyorum.
- Bunu gitgide daha çok seviyorum.
İngilizceyi müzikten daha çok seviyorum.
Açık ol.
Daha yararlı olacağını düşündüm.
Onu daha sonra ayrıntılı olarak açıklayacağım.
Elmayı portakaldan daha çok severim.
Sütü meyve suyundan daha çok severim.
Şimdi daha kendinden emin hissediyorum.
Düşündüğümden daha fazla değiştin.
Kendini daha çok teşvik edilmiş hissediyor musun?
Daha mantıklı olmalısın.
Bob'u Tom'dan daha çok severiz.
Seni onu sevdiğimden daha çok seviyorum.
Daha fazla aşılanmış insan, o kadar fazla virüse karşı hassas olanları koruyabilir.
Dreyfus'unkinden daha iyi bir eşleşme.
arkadaşlarına bahsetmeleri daha olası.
yetişkin mezgitleri tanımlıyor.
üzerinizde daha çok etki yapacaktır.
Daha başarı odaklı, daha basiretsiz.
Muhtemelen. Başarı sarhoşu.
ve ansızın evlerini görmeye başlıyorlar.
Günümüzde en çok bunlar yaygın.
Bu, daha da tehlikeli bir durum.
Daha çok amfibi bir hayvan gibi olmak istiyorum.
Acaba geceleri daha mı aktif?
Ben seni senin beni sevdiğinden daha çok seviyorum.
Hangisini daha çok seversin, İngilizceyi mi yoksa müziği mi?
Şu andan itibaren daha dikkatli olmalısın.
Onu daha açık bir şekilde çeviremezdi.
Tom'a daha çok benzemek istiyorum.
Normalden daha meşgul değilim.
Tom her zamankinden daha kararlıdır.
- Kırmızı elbise mavi elbiseden daha çok hoşuma gitti.
- Kırmızı elbiseyi mavi elbiseden daha çok beğendim.
Jane köpekleri kedilerden daha çok sever.
Daha iyimser olmayı denemelisin.
Sessiz kaldığım için daha da sinirlendi.
Hangisini daha çok seversin:çay mı yoksa kahve mi?
Hasta ölüden daha canlı.
Tom seni herkesten daha çok seviyor.
- Tom Mary'den daha zekidir.
- Tom Mary'den daha akıllı.
Tom sandığından daha aptal.
Kimi daha çok seviyorsun, Akiko'yu mu yoksa Sachiko'yu mu?
Bu spor gitgide popülerleşiyor.
Rus askerleri gittikçe daha fazla umut kaybetti.
Tom'u beni sevdiğinden daha çok seviyor.
Ben pizzayı spagettiyi sevdiğimden daha çok sevmiyorum.
Onlardan senden korktuğumdan daha çok korkuyorum.
Bu beklediğimden daha renkli.
karşılaşma riskini göze alamıyorlar.
Çağrı ne kadar belirgin olursa hedefi bulması o kadar kolay oluyor.
Belki de orangutanlar sandığımızdan daha gececidir.
Fakat daha tecrübeli erkekler yolunu kesiyor.
Bir devrimden daha siyasi bir şey yoktur.
Ve yaşı ilerledikçe bunu daha da çok yapmak istiyor gibi.
Genç üyelerin daha aktif olmasını istiyorum.
Hangisini daha çok seviyorsun, rock ya da klasik müzik?
- Biraz daha medeni olmayı deneyebilirsiniz.
- Biraz daha medeni olmayı deneyebilirsin.
O bir eleştirmen olarak gittikçe daha çok ünlü oldu.
Biz genellikle yazın kışın olduğundan daha yoğunuz.
Hiç kimse Tom'dan daha şaşkın değildi.
Tom senden daha mı akıllı?
Tom ondan daha akıllı mı?
Ben biraz daha kullanışlı bir şey umuyordum.
Hiçbir şey bir fotokopi makinesinden daha yararlı olamazdı.
Buna senden daha çok ihtiyacım var.
Daha çok Fransızca çalışmalısın.
Bu bana daha çok bir Türk ismi gibi geldi.
Kim beni her şeyden daha fazla sever?
Tom gücü başka her şeyden daha fazla sever.
Soğandan nefret ettiğimden daha fazla havuçtan nefret ediyorum.
daha üretken ve daha az gergin olup olamayacağınızı seçiyorsunuz.
Ne kadar çok katılırsan, o kadar çok geri alırsın.