Examples of using "Prove" in a sentence and their turkish translations:
Hangi kanıtın var?
Kanıt bırakmayın.
Kanıt istiyor musun?
Sen kanıt istedin, değil mi?
Kanıt istemiyor musun?
O kanıt istedi.
O kanıt istedi.
Biz kanıt istedik.
Benim hiç kanıtım yok.
Onlar kanıt istediler.
Kanıtım var.
Kanıta ihtiyacım var.
Kanıta ihtiyacımız var.
Kanıt bunu doğruluyor.
Bütün delilleri yok ettim.
Dedektif suçun delillerine sahiptir.
Tom yeni kanıt buldu.
Fadıl kanıtları yok etti.
Dan kanıtı yok etmeye çalıştı.
Kanıtları yok etmemiz lazım.
Tam burada kanıtım var.
Tom kanıt istedi.
Mary kanıt istedi.
Kanıt nedir?
Bu kanıttır.
Tom kanıt ister.
Kanıta ihtiyacımız var.
Dedektifler başka kanıt bulmadı.
Hâlâ kanıt yok.
Sağlam kanıta ihtiyacım var.
Provalar iyi gidiyor.
Tom kanıt buldu.
Belgelenmiş bir kanıt yok.
Kanıt istiyorum.
Kanıt istediğini söyledin. Pekala, işte burada.
Kanıt onun lehineydi.
- Bu delil bana karşı.
- Bu delil benim aleyhime.
Haftalar süren testlerden ve ayarlamalardan sonra
Çünkü bulgular sizi kanıtlamaya zorlar.
Tom'a karşı somut delil yok.
ya da yeni deliller için akla uygun açıklamalar ürettiler.
Nörolojik olarak farklı olduğuma başka kanıt istiyorsanız
Fakat gerçek uzmanlık bulguda bulunur.
Hiçbir kanıt yoktur.
Kanıtlar tartışmasızdır.
Mary'yi öldüren kişinin Tom olduğuna dair bir kanıtım var.
beş delile dayalı çözümü buluyoruz.
Karşıt kanıtım yok.
Tom, Mary'nin katilini mahkum etmemiz için ihtiyacımız olan delili buldu.
Ve ancak kanıtlar ile hakikat ötesi dünyadan