Examples of using "Vero" in a sentence and their turkish translations:
Şanslıydın, değil mi?
O güzel, değil mi?
- Yemek yiyeceksin, değil mi?
- Yemek yiyeceksiniz, değil mi?
Büyük, değil mi?
Susadın, değil mi?
Sen şanslısın, değil mi?
Sen sinirlisin, değil mi?
Üzgünsün, değil mi?
Geri döndün, değil mi?
Kayboldun, değil mi?
Sen kıskançsın, değil mi?
Onlardan nefret ediyorsun, değil mi?
Onları getireceksin, değil mi?
Dans edebilirsin, değil mi?
Hazırsın, değil mi?
Yaralandın, değil mi?
Sen şanssızsın, değil mi?
Kafan karışmış, değil mi?
Sen bıkkınsın, değil mi?
Sen sinirlisin, değil mi?
Ondan nefret ediyorsun, değil mi?
- Meşguldün, değil mi?
- Meşguldünüz, değil mi?
Dans edebilirsin, değil mi?
İronik, değil mi?
Onlar şanslı, değil mi?
Romantik, değil mi?
Tuhaf, değil mi?
O korkutucu, değil mi?
Şaşırtıcı, değil mi?
Sürebilirsin, değil mi?
- Yorgunsun, değil mi?
- Siz yorgunsunuz, değil mi?
Sen zenginsin, değil mi?
Sen hırslısın, değil mi?
Endişeliydin, değil mi?
Sen evliydin, değil mi?
- Yenisin, değil mi?
- Yenisiniz, değil mi?
Sen meraklısın, değil mi?
Bunu onaracaksın, değil mi?
Bunu deneyeceksin, değil mi?
Hastasın, değil mi?
Tembelsin, değil mi?
Araba sürebilirsin, değil mi?
Onu kaybettin, değil mi?
Sen Nick'i küçümsüyorsun, değil mi?
Onu beğeniyorsun, değil mi?
Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
Kanadalısın, değil mi?
Okuyabilirsin, değil mi?
Mutsuzsun, değil mi?
Sen sigara içiyordun, değil mi?
İşin bitti, değil mi?
Beni tanıdın, değil mi?
Cadılar Bayramından nefret ediyorsun, değil mi?
Sen ciddisin, değil mi?
Yardım etmek istiyorsun, değil mi?
Tom'a hayransın, değil mi?
Bana inanıyorsun, değil mi?
Sen boşandın, değil mi?
Biliyordun, değil mi?
Bir şey biliyorsun, değil mi?
Karnın açtı, değil mi?
Gitmeyeceksin, değil mi?
- Burada çalışıyordun, değil mi?
- Burada çalışırsın, değil mi?
Fikirden nefret ediyorsun, değil mi?
Onu seviyorsun, değil mi?
Ona inanıyorsun, değil mi?
Adalet istiyorsun, değil mi?
Mary'yi tanıyorsun, değil mi?
Sanatı seviyorsun, değil mi?
Tom'u tanıyorsun, değil mi?
Buna inanıyorsun, değil mi?
Tom'dan nefret ediyorsun, değil mi?
Esperanto konuşuyorsun, değil mi?
Bira içiyorsun, değil mi?
Suçlusun, değil mi?
Onu duydun değil mi?
Mutlusunuz, değil mi?
Onu öptün, değil mi?
Buradasın, değil mi?
Kaybetmeyi sevmiyorsun, değil mi?
Kazanıyorsun, değil mi?
Beni arayacaksın, değil mi?
- Izdırap içindesin, değil mi?
- Acı içindesin değil mi?
Onu özlüyorsun, değil mi?
Şaka yapıyorsun, değil mi?
Konuşmak istiyorsun, değil mi?
- Yalan söylüyordun, değil mi?
- Uzanıyordun, değil mi?
O sendin, değil mi?
Onu gördün, değil mi?
Onu sevdin, değil mi?
Onu sevdin, değil mi?
Sen onu tanıyorsun, değil mi?
Sen onu tanıdın, değil mi?
Sen onu tanıyordun, değil mi?
Ona yardım ettin, değil mi?
Bizden nefret ediyorsun, değil mi?
- Ondan nefret ediyorsun, değil mi?
- Ondan nefret ediyorsun değil mi?