Translation of "Hai" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Hai" in a sentence and their turkish translations:

- Hai nuotato.
- Tu hai nuotato.

Yüzdün.

- Hai vinto?
- Tu hai vinto?

Kazandın mı?

- Hai dei fratelli?
- Hai fratelli?

Hiç erkek kardeşin var mı?

Quando hai ragione hai ragione.

Haklı olduğun zaman haklısın.

- Hai totalmente ragione.
- Hai completamente ragione.

Tamamen haklısın.

- Guidavi.
- Hai guidato.
- Tu hai guidato.

- Sen sürdün.
- Siz sürdünüz.

- Hai da accendere?
- Hai un accendino?

Bir çakmağın var mı?

- Gli hai scritto?
- Le hai scritto?

Ona yazdın mı?

- Hai chiamato Tom?
- Tu hai chiamato Tom?
- Hai telefonato a Tom?

Tom'u aradın mı?

- Li hai visti partire?
- Le hai viste partire?
- Li hai visti andarsene?
- Le hai viste andarsene?

Onların gidişini gördün mü?

- Hai molti libri.
- Tu hai molti libri.

- Birçok kitabın var.
- Çok sayıda kitabın var.

- Cosa hai detto?
- Che cosa hai detto?

- Ne dediniz?
- Ne dedin?

- Non hai fame.
- Tu non hai fame.

Aç değilsin.

- Hai un piano?
- Tu hai un piano?

Bir planın var mı?

- Hai bevuto troppo.
- Tu hai bevuto troppo.

- Çok fazla içki içtin.
- Sen çok fazla içtin.

- Mi hai spaventato!
- Mi hai fatto paura!

Beni korkuttun!

- Hai visto Tom?
- Tu hai visto Tom?

Tom'u gördün mü?

- Hai un telefono.
- Tu hai un telefono.

Bir telefonun var.

- Hai portato il fon?
- Hai portato l'asciugacapelli?

Bir saç kurutma makinesi getirdin mi?

- Hai un problema.
- Tu hai un problema.

- Bir sorunun var.
- Senin bir sorunun var.

- Hai visto l'eclisse ieri?
- Tu hai visto l'eclisse ieri?
- Hai visto l'eclissi ieri?
- Tu hai visto l'eclissi ieri?

Dün tutulmayı gördün mü?

Hai sentito?

Bunu duydunuz mu? Dana!

Hai fame?

Aç mısın?

Hai l'orologio.

Senin bir saatin var.

Hai ragione.

- Doğru söylüyorsun.
- Haklısın.

Hai capito?

Anladın mı?

Hai compagnia.

Şirketin var.

Hai scoreggiato.

Sen osurdun.

Hai detto che non hai mai bevuto alcolici!

Sen asla alkollü içecekler içmediğini söyledin!

- Le hai collezionate tutte?
- Li hai collezionati tutti?

Onların hepsini biriktirdin mi?

- Hai una sua foto?
- Hai una sua fotografia?

Onun bir resmine sahip misin?

- Quello che non hai è meglio di quello che hai.
- Ciò che non hai è meglio di ciò che hai.

Sahip olmadığın şey sahip olduğun şeyden daha iyidir.

- Non hai la febbre.
- Tu non hai la febbre.

- Senin ateşin yok.
- Ateşin yok.

- Hai ucciso mio padre.
- Tu hai ucciso mio padre.

- Babamı öldürdün.
- Sen babamı öldürdün.

- Hai progetti per domani?
- Hai dei progetti per domani?

Yarın için bir planın var mı?

- Hai sanguinato dal naso.
- Tu hai sanguinato dal naso.

Burnun kanıyor.

- Hai aiutato i poveri.
- Tu hai aiutato i poveri.

Fakirlere yardım ettin.

- Mi hai deluso, Tom.
- Tu mi hai deluso, Tom.

Beni hayal kırıklığına uğrattın, Tom.

- Tu hai una cattiva memoria!
- Hai una cattiva memoria!

Zayıf bir hafızan var.

- Hai una bella voce.
- Tu hai una bella voce.

Güzel bir sesin var.

- Hai aspettato dieci minuti.
- Tu hai aspettato dieci minuti.

On dakika bekledin.

- Hai chiuso gli occhi.
- Tu hai chiuso gli occhi.

Gözlerini kapattın.

- Hai lavato la biancheria.
- Tu hai lavato la biancheria.

Sen çamaşırı yıkadın.

- Hai ristrutturato una casa.
- Tu hai ristrutturato una casa.

Bir evi onardın.

- Non hai una vita.
- Tu non hai una vita.

Bir hayatın yok.

- Non hai fame, Tom?
- Tu non hai fame, Tom?

Aç değil misin, Tom?

- Hai abbastanza ragione, Tom.
- Tu hai abbastanza ragione, Tom.

Oldukça haklısın, Tom.

- Cosa hai fatto ieri?
- Che cosa hai fatto ieri?

- Dün sen ne yaptın?
- Sen dün ne yaptın.

- Hai una sorella, Lucia?
- Tu hai una sorella, Lucia?

Bir kız kardeşin var mı, Lucia?

Dissi "Hai ragione".

“Haklısın,” dedim.

Quanti libri hai?

Kaç kitabın var?

Hai qualche matita?

- Hiç kalemin var mı?
- Hiç kurşun kalemin var mı?

Hai sorpreso tutti.

Herkesi şaşırttın.

Hai risolto l'indovinello?

Bulmacayı çözdün mü?

Quanti anni hai?

- Kaç yaşındasın?
- Yaşın kaç?

Hai un biglietto?

Bir biletin var mı?

Hai delle cuffie?

Kulaklıklığın var mı?

Hai fame ora?

Şimdi aç mısınız?

Hai mangiato troppo?

Çok yedin mi?

Hai fratelli minori?

Daha küçük erkek kardeşlerin var mı?

Hai fatto colazione?

Kahvaltı yaptın mı?

Quanti soldi hai?

Ne kadar paran var?

Hai un hobby?

Bir hobin var mı?

Hai vinto tutto!

Her şeyi kazandın!

Quante sorelle hai?

Kaç tane kız kardeşin var?

Hai un motto?

Bir sloganın var mı?

Tu hai firmato?

İmzaladın mı?

Hai gli incubi?

Kâbus görür müsün?

Hai le uova?

Yumurtan var mı?

Hai un visitatore.

Bir ziyaretçin var.

Lo hai mancato.

Sen sadece onu kaçırdın.

Hai vinto, onestamente.

Sen dürüstçe kazandın.

Hai guardato dappertutto?

Her yere baktın mı?

Quanti fratelli hai?

Kaç tane erkek kardeşin var?

Hai due libri.

Senin iki kitabın var.

Hai già scelto?

Sen zaten seçtin mi?

Hai una domanda?

Bir sorun var mı?

Lo hai sentito?

Ondan haber aldın mı?

Hai da accendere?

Ateşin var mı?

Hai visto questo.

Sen onu gördün.

Hai torto, Tom.

Sen yanılıyorsun, Tom.

Hai sonno, tesoro?

Uykulu musun, sevgilim?

Tu hai paura.

Sen korkuyorsun.

Hai dormito bene?

İyi uyudun mu?

Hai una matita?

Bir kurşun kalemin var mı?

Ne hai uno?

Bir tanesine sahip misin?

Hai letto l'articolo?

Makaleyi okudun mu?

Non hai trent'anni.

- Sen otuz yaşında değilsin.
- Otuz yaşında değilsiniz.

Hai del latte?

Sütün var mı?

Mi hai guardato.

Sen bana baktın.

Hai preso l'ombrello.

Şemsiyeyi sen aldın.

Tu hai tutto.

Her şeyin var.