Examples of using "Lasciare" in a sentence and their turkish translations:
Boston'dan ayrılmak zorundasın.
Bir mesaj bırakmak ister misiniz?
Bir mesaj bırakmak ister misin?
- Paris'i terk etmek istiyorum.
- Paris'ten ayrılmak istiyorum.
Bu odadan ayrılmayacaksın.
Tom'un kazanmasına izin veremezsin.
Tom'un araba sürmesine izin vermemelisin.
Tom'un araba kullanmasına izin vermelisin.
Tom'u terk edemem.
Ben Tom'dan ayrılmak istemiyorum.
Boston'dan ayrılmak istemiyorum.
Kasabayı terk etmek zorunda olacağız.
Şehri terk etmek zorundayım.
Innsbruck, seni terk etmeliyim.
Avustralya'dan ayrılamam.
Onu al, ya da bırak.
Binadan çıkmak zorunda kalacak.
İşimi bırakmak istiyorum.
Çantanı buraya bırakabilirsin.
"Bir mesaj bırakmak ister misiniz?" "Hayır, teşekkürler."
Tom bir iz bırakmadan ortadan kayboldu.
Tom'un ölmesine izin veremeyiz.
Bir karışıklık bırakmak istemiyorum.
Bir mesaj bırakmak istemiyorum.
Tom'u burada bırakamayız.
Tom iz bırakmadan ortadan kayboldu.
Tom'u burada bırakamam.
Tom'un ölmesine izin veremezdim.
Bunu buraya bırakamayız.
Biz onu burada terk edemeyiz.
Tom'un şarkı söylemesine izin veremeyiz.
Fadıl'ı bu şekilde bırakamam.
Leyla, Sami'yi terk edemez.
Ben bir mesaj bırakabilir miyim?
Tom'un gitmesine izin vermeli miyim?
Tom'u bırakamayız.
Tom'un dinlenmesine izin vermeliyiz.
Tom'un gitmesine izin verebilirsin.
Bunu buraya bırakabilir miyim?
Mesaj bırakmam gerekiyor mu?
Starbucks'ta bahşiş vermek.
Ona köpeğin içeri girmesine izin vermesini söyle.
Ona köpeğin içeri girmesine izin vermesini söyle.
Sen onların gitmelerine izin verebilirsin.
Bir mesaj bırakabilir miyim, lütfen?
Bisikletimi nereye bırakabilirim?
Bagajımı buraya bırakabilir miyim?
Hiç kimse onun odayı terk ettiğini görmedi.
Bunu burada bırakmayı planlıyorum.
Hiç kimse odayı terk ettiğimizi görmedi.
Hiç kimse odayı terk ettiğimi görmedi.
Onlara köpeğin içeri girmesine izin vermelerini söyle.
Sen onun gitmesine izin verebilirsin.
Onun gitmesine izin verebilirsin.
Bu odayı terk edemezsin.
Sorunları çözülmemiş olarak bırakmamalısın.
Sysko'yu yalnız bırakamam.
Sadece Tom'un gitmesine izin veremeyiz.
Tom'u yalnız bırakmak istemiyorum.
Ona odadan ayrılmasını söyledim.
Onlara odayı terk etmelerini emrettim.
Odayı terk etmemi istiyor.
Dan kasabayı terk etmeye karar verdi.
İşimi terk etmek zorundaydım.
Elimden geldiğince kısa sürede Boston'dan ayrılmayı düşünüyorum.
Ben bu işi bırakmak istemiyorum.
Tom Mary'den ayrılmak istemiyor.
İz bırakmadan kayboldu.
Neden Tom'un denemesine izin vermiyorsun?
Bu işi nasıl bırakabilirim?
Kapı neden açık bırakılır?
Işığı açık bırakma.
Tom gitmeme izin vermek zorunda.
Otelden ayrılmaya karar verdim.
Tom'u orada bırakamayız.
Sana yardım etmemize izin vermelisin.
Elimi bırakma.
O köpeğin gitmesine izin vermeyin.
Tom'un kazanmasına izin vermeliyim.
Tom Mary'nin araba kullanmasına izin vermeli.
Tom Boston'dan ayrılmak istemiyor.
Hiç kimse onların odayı terk ettiğini görmedi.
Onların gitmesine izin vermek istedim.
Onların dinlenmesine izin vermeliyiz.
Jane evi terk etmek üzereydi.
Biz onların kazanmalarına izin vermek zorunda kaldık.
Onların gitmesine izin vermek zorunda kaldım.
Onları bırakamam.
Sana Tom'u yalnız bırakmanı rica ettim.
Bavullarımızı burada bırakamayız.
Tom evinden çıkmaya korkuyor.
Tom'un gitmesine asla izin vermemeliydim.
Tom'u yalnız bırakmamalıydım.
Onun gitmesine izin vermek zorunda kaldım.
Onun gitmesine izin vermek zorunda kaldım.
Bana pencereyi açık bırakmamı söyledi.