Translation of "Circostanze" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Circostanze" in a sentence and their turkish translations:

Da circostanze esterne."

oraya buraya sürüklenir.''

- Le circostanze sono diverse ora.
- Le circostanze sono diverse adesso.

Koşullar şimdi farklı.

Anche nelle circostanze migliori.

mutlu olmamız imkansızdır.

Infatti, in certe circostanze,

Aslında bazı durumlarda

Le circostanze sono cambiate.

Şartlar değişti.

Starà ai capricci delle circostanze.

Mutluluğumuz koşulların keyfine kalmış olacaktır.

Sulle persone e le circostanze.

insan ve koşullardan bağımsız hale getirmektir.

A prescindere dalle circostanze esterne?

nasıl ona tutunabiliriz ?

- Si è sempre adattata alle nuove circostanze.
- Lei si è sempre adattata alle nuove circostanze.

O hep yeni koşullara uyum sağladı.

A prescindere dalle persone e dalle circostanze.

mutlu olabiliriz.

La plausibilità cambia con le diverse circostanze.

Olasılık farklı koşullarla değişir.

Sotto le circostanze, la bancarotta è inevitabile.

Bu koşullar altında, iflas kaçınılmazdır.

- Dobbiamo adattare il nostro piano a queste nuove circostanze.
- Noi dobbiamo adattare il nostro piano a queste nuove circostanze.

Biz bu yeni koşullara planımızı adapte etmeliyiz.

Le circostanze non mi permettono di dire altro.

Daha fazla söylememe koşullar izin vermiyor.

Ogni individuo ha diritto ad un tenore di vita sufficiente a garantire la salute e il benessere proprio e della sua famiglia, con particolare riguardo all’alimentazione, al vestiario, all’abitazione, e alle cure mediche e ai servizi sociali necessari; e ha diritto alla sicurezza in caso di disoccupazione, malattia, invalidità, vedovanza, vecchiaia o in altro caso di perdita di mezzi di sussistenza per circostanze indipendenti dalla sua volontà.

Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.