Examples of using "Ugyanolyan" in a sentence and their turkish translations:
Her şey aynı kaldı.
Benimle aynı yaşta.
- Erkeklerin hepsi aynıdır.
- Erkekler tamamen aynıdır.
Onlar aşağı yukarı aynı boyuttalar.
Dün aynı gömleği giydin.
ve başkaları hakkında hor gören şekillerde konuşuyoruz.
Ken Bill kadar uzun boylu.
Onlar aynı gibi görünen iki albüm yaptı.
Tom tam olarak babasına benziyor.
Ben sadece senin kadar açım.
Bunlar da şunlar kadar iyi.
O bunun kadar ağır mıdır?
Sen benimki ile aynı kameraya sahipsin.
ve meğerse deney farelerininkiyle aynıymış
Bir ev kadınına, sokaktaki adama, çiftçiye,
- Tom babası kadar uzundur.
- Tom babası kadar uzun boylu.
O senin kadar hızlı koşabilir.
Tom tamamen babasına benziyor.
Mary Jack kadar hızlı yüzer.
Tom benim olduğum kadar sinirliydi.
Tom, Mary kadar sinirliydi.
kültür meselesi, maddi konular kadar,
ailemin de kullandığı kahve takımının aynısıyla servis yaptı.
Gündüzleri filler kadar iyi görürler.
Onlar aynı yaşta.
Bunu benim bildiğim kadar iyi biliyorsun.
Tom benim kadar iyi Fransızca konuşur.
Tom Mary'nin sahip olduğu kameranın aynısını aldı.
İnsan etiyle aynı optik özelliklere sahip.
Tom sınıftaki herhangi bir çocuk kadar çok çalışır.
Sınıftaki her çocuk kadar çok çalışıyor.
ve bu ideolojiler çok benzerdir.
Dünya üzerindeki Brezilya, Merkatör projeksiyonunda Brezilya ile aynı boyuta sahiptir.
Benim kadar hayal kırıklığına uğradığına eminim.
Yakın gelecekte Çince öğrenmek İngilizce öğrenmek kadar önemli olabilir.
Aynı yaştayız.
- Ben aynı yaştayım.
- Benzer yaştayım.
Benim küçük erkek kardeşim ve ben aynı boydayız.
Diğer öğrencilere yetişmek için çalışmak zorundaydım.