Translation of "Maradt" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Maradt" in a sentence and their turkish translations:

- Egyedül maradt.
- Magára maradt.

O yalnız kaldı.

- Semmim nem maradt.
- Nem maradt semmim.
- Semmim se maradt.

Hiçbir şeyim kalmadı.

- Egyedül maradt otthon.
- Egymaga maradt otthon.

Kendi başına evde kaldı.

- Sok időnk maradt.
- Csomó időnk maradt.

Daha çok zamanımız var.

Csendben maradt.

O, sessiz kaldı.

Mindenki maradt.

Herkes kaldı.

Velem maradt.

O benimle kaldı.

Ki maradt?

Kim kaldı?

Tom maradt.

Tom kaldı.

Tom maradt?

Tom kaldı mı?

Mi maradt?

Ne bırakıldı?

- A feleségem otthon maradt.
- Otthon maradt a feleségem.

Karım evde kaldı.

- Maradt egy kis hús.
- Maradt egy kevés hús.

Biraz et kaldı.

Ez maradt nekem.

Sana bunu sunuyorum.

Kevés tennivaló maradt.

Yapılacak az şey var.

Tom szkeptikus maradt.

Tom kuşkulu kaldı.

Egyedül maradt itt.

O, burada tek başına kaldı.

Csak egy maradt.

Sadece bir tane kaldı.

Semmi nem maradt.

Bir şey kalmadı.

Mindenki csendben maradt.

Herkes sessizdi.

Egy nap maradt.

Bir gün kaldı.

Tom nyugton maradt.

Tom sakin durdu.

Nem maradt étel.

- Hiç yiyecek kalmadı.
- Yiyecek bir şey kalmadı.

Maradt még tej?

Hiç süt kaldı mı?

Sokáig maradt fenn.

Geç saatlere kadar yatmadı.

Nem maradt só.

Hiç tuz kalmadı.

Egy darab maradt.

Bir parça kaldı.

Maradt meleg víz?

Hiç kalan sıcak su var mı?

A szállodában maradt.

O, otelde kaldı.

Mennyi időnk maradt?

Ne kadar zamanımız kaldı?

Milyen választásom maradt?

- Kalan kaç tane seçeneğim var?
- Kalan hangi seçeneklerim var?

Nem maradt kávé.

- Hiç kahve kalmadı.
- Hiç kahve kalmamış.

Minden ugyanolyan maradt.

Her şey aynı kaldı.

Tojásunk sem maradt.

Bizde de hiç yumurta kalmadı.

Tom csendben maradt.

Tom sessiz kaldı.

Mindenki állva maradt.

Herkes ayakta kaldı.

Egyedül Tom maradt.

Sadece Tom kaldı.

Tamás itt maradt.

Tom burada kaldı.

Tamás kint maradt.

Tom dışarıda kaldı

Tamás ott maradt.

Tom orada kaldı.

Tom odakint maradt.

Tom dışarıda kaldı.

Tamás otthon maradt.

Tom evde kaldı.

Nem maradt tej.

Hiç süt kalmadı.

Egy borosüveg maradt.

Bir şişe şarap bırakıldı.

Mennyi pénzed maradt?

- Ne kadar para bıraktın?
- Kaç paran kaldı?

Tamás Bostonban maradt.

Tom, Boston'da kaldı.

Mennyi fagylalt maradt?

Ne kadar dondurma kaldı?

Mennyi sör maradt?

Ne kadar bira kaldı?

Az ajtó zárva maradt.

Kapı kapalı kaldı.

Megoldatlan maradt a probléma.

- Sorun çözümsüz kalır.
- Sorun çözülmemiş kalır.

Két megoldatlan probléma maradt.

İki sorun çözümsüz kaldı.

Csak egy esély maradt.

Sadece bir şans kaldı.

Ő szegény ember maradt.

O, fakir bir adam kaldı.

Még egy óránk maradt.

- Kalan bir saatimiz var.
- Bir saatimiz kaldı.

Mennyi szendvics maradt még?

Kaç tane sandviç kaldı?

A fiú csendben maradt.

Çocuk sessiz kaldı.

A nagynénje házában maradt.

O, teyzesinin evinde kaldı.

Senki más nem maradt.

Kalan başka hiç kimse yok.

Maradt még néhány percem.

Benim birkaç dakikam kaldı.

Tom a kocsijában maradt.

Tom arabasında kaldı.

Tom az autójában maradt.

Tom arabasında kaldı.

Tamás nem maradt sokáig.

Tom uzun süre kalmadı.

Nem maradt más tennivaló.

Yapılacak başka hiçbir şey kalmadı.

Nem maradt meleg víz.

Hiç sıcak su kalmadı.

Tom a szobájában maradt.

Tom odasında kaldı.

Tom az autóban maradt.

Tom arabada kaldı.

Alig maradt valami pénz.

Neredeyse hiç para kalmamıştı.

Csendben maradt a gyűlésen.

O,görüşme boyunca sessiz kaldı.

Tom kapcsolatban maradt Maryvel.

Tom, Mary ile irtibatta kaldı.

Tomi számtalanszor nálam maradt.

Tom benim evimde birkaç kez kaldı.

Tom nem maradt itt.

Tom sadık kalmadı.

Nem maradt WC papír.

Tuvalet kağıdı kalmadı.

Ház és jövedelem nélkül maradt.

ve evsiz ve gelirsiz kaldı.

Az oka évszázadokig rejtély maradt.

Yüzyıllar boyu çözülemeyen bir bulmaca.

Mozdulatlan maradt, és próbált elrejtőzni.

Kıpırdamadan saklanmaya çalıştı.

Sok étel maradt a buliról.

Partiden arta kalan birçok yemek vardı.

A kincs sokáig rejtve maradt.

Hazine uzun zamandır gizli kalmış.

Naganóban maradt egész nyáron át.

O yaz boyunca Nagano'da kaldı.

Maradt még egy kevés víz.

Biraz su kaldı.

Itt maradt, mióta megérkezett Kanadából.

Kanada'dan geldiğinden beri burada kalıyor.

Néma maradt, mint egy kődarab.

O bir taş gibi sessiz kaldı.

Tom egész életében agglegény maradt.

Tom hayatı boyunca bekar kaldı.

Semmi sem maradt a hűtőszekrényben.

- Buzdolabında hiçbir şey kalmadı.
- Buzdolabında hiçbir şey kalmamıştı.

Már csak egy nap maradt.

Sadece kalan bir gün var.

A kulcs a szobában maradt.

Anahtar odada bırakıldı.

Megválaszolatlan maradt egy érdekes kérdés.

İlginç bir soru cevapsız kaldı.

Tom hosszú időre csendben maradt.

- Tom uzun zaman sessizliğini korudu.
- Tom uzun süre sessizliğini bozmadı.

Csak Tom és Mary maradt.

Tom ve Mary kalan tek kişilerdi.

Már csak három napunk maradt.

Bizim sadece üç günümüz kaldı.

Tom pár napig ott maradt.

Tom orada birkaç gün kaldı.

Semmi ereje nem maradt Laylának.

Leyla'nın hiç enerjisi kalmadı.

A fiatal lány csendben maradt.

Genç kız sessiz kaldı.

Nem maradt mit enni idehaza.

Evde yiyecek kalmamış.

- Csak én maradtam.
- Rajtam kívül senki sem maradt.
- Nem maradt más, csak én.

Benden başka kimse yoktu.

Mára ezeknek csak töredéke maradt fenn,

Bugün çok az bir bölümü hâlâ yetişiyor,

Nem maradt időnk, hogy gyerekünk legyen.

ve çocuk yapma fırsatını kaçırdık.

Csak pár diák maradt az osztályteremben.

Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı.