Examples of using "Maradt" in a sentence and their turkish translations:
O yalnız kaldı.
Hiçbir şeyim kalmadı.
Kendi başına evde kaldı.
Daha çok zamanımız var.
O, sessiz kaldı.
Herkes kaldı.
O benimle kaldı.
Kim kaldı?
Tom kaldı.
Tom kaldı mı?
Ne bırakıldı?
Karım evde kaldı.
Biraz et kaldı.
Sana bunu sunuyorum.
Yapılacak az şey var.
Tom kuşkulu kaldı.
O, burada tek başına kaldı.
Sadece bir tane kaldı.
Bir şey kalmadı.
Herkes sessizdi.
Bir gün kaldı.
Tom sakin durdu.
- Hiç yiyecek kalmadı.
- Yiyecek bir şey kalmadı.
Hiç süt kaldı mı?
Geç saatlere kadar yatmadı.
Hiç tuz kalmadı.
Bir parça kaldı.
Hiç kalan sıcak su var mı?
O, otelde kaldı.
Ne kadar zamanımız kaldı?
- Kalan kaç tane seçeneğim var?
- Kalan hangi seçeneklerim var?
- Hiç kahve kalmadı.
- Hiç kahve kalmamış.
Her şey aynı kaldı.
Bizde de hiç yumurta kalmadı.
Tom sessiz kaldı.
Herkes ayakta kaldı.
Sadece Tom kaldı.
Tom burada kaldı.
Tom dışarıda kaldı
Tom orada kaldı.
Tom dışarıda kaldı.
Tom evde kaldı.
Hiç süt kalmadı.
Bir şişe şarap bırakıldı.
- Ne kadar para bıraktın?
- Kaç paran kaldı?
Tom, Boston'da kaldı.
Ne kadar dondurma kaldı?
Ne kadar bira kaldı?
Kapı kapalı kaldı.
- Sorun çözümsüz kalır.
- Sorun çözülmemiş kalır.
İki sorun çözümsüz kaldı.
Sadece bir şans kaldı.
O, fakir bir adam kaldı.
- Kalan bir saatimiz var.
- Bir saatimiz kaldı.
Kaç tane sandviç kaldı?
Çocuk sessiz kaldı.
O, teyzesinin evinde kaldı.
Kalan başka hiç kimse yok.
Benim birkaç dakikam kaldı.
Tom arabasında kaldı.
Tom arabasında kaldı.
Tom uzun süre kalmadı.
Yapılacak başka hiçbir şey kalmadı.
Hiç sıcak su kalmadı.
Tom odasında kaldı.
Tom arabada kaldı.
Neredeyse hiç para kalmamıştı.
O,görüşme boyunca sessiz kaldı.
Tom, Mary ile irtibatta kaldı.
Tom benim evimde birkaç kez kaldı.
Tom sadık kalmadı.
Tuvalet kağıdı kalmadı.
ve evsiz ve gelirsiz kaldı.
Yüzyıllar boyu çözülemeyen bir bulmaca.
Kıpırdamadan saklanmaya çalıştı.
Partiden arta kalan birçok yemek vardı.
Hazine uzun zamandır gizli kalmış.
O yaz boyunca Nagano'da kaldı.
Biraz su kaldı.
Kanada'dan geldiğinden beri burada kalıyor.
O bir taş gibi sessiz kaldı.
Tom hayatı boyunca bekar kaldı.
- Buzdolabında hiçbir şey kalmadı.
- Buzdolabında hiçbir şey kalmamıştı.
Sadece kalan bir gün var.
Anahtar odada bırakıldı.
İlginç bir soru cevapsız kaldı.
- Tom uzun zaman sessizliğini korudu.
- Tom uzun süre sessizliğini bozmadı.
Tom ve Mary kalan tek kişilerdi.
Bizim sadece üç günümüz kaldı.
Tom orada birkaç gün kaldı.
Leyla'nın hiç enerjisi kalmadı.
Genç kız sessiz kaldı.
Evde yiyecek kalmamış.
Benden başka kimse yoktu.
Bugün çok az bir bölümü hâlâ yetişiyor,
ve çocuk yapma fırsatını kaçırdık.
Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı.