Examples of using "Többé" in a sentence and their turkish translations:
Artık sizden korkmuyorum.
Artık seni tanımıyorum.
Artık önemli değil.
Seni asla yeniden görmek istemiyorum.
O asla uyanmadı.
Yarından itibaren artık sigara içmeyeceğim.
yaşama isteğime büyük bir darbe vurmuştu.
Artık yeter.
Artık onun hakkında konuşmayalım.
Artık senden korkmuyorum.
Artık komedi izlemek istemiyorum.
Onlar aşağı yukarı aynı boyuttalar.
Artık yalan söylemek istemiyorum.
Biz artık arkadaş olamayız.
Bu artık beni rahatsız etmiyor.
Artık bir çocuk değilsin.
Artık yalnız değil.
Artık Boston'a gitmeyeceğim.
Ben artık domuz eti yemiyorum.
Artık buna ihtiyacım yok.
O artık yürüyemiyor.
ta ki işe yaramayana kadar,
bir daha asla işe gitmeyecek.
Onlar aşağı yukarı aynı boyuttalar.
Lütfen bunu daha fazla düşünme.
Asla tekrar yalan söyleme.
Artık gözlük takmak zorunda değilim.
Artık kimseye ihtiyacım yok.
Artık genç bir adam değilim.
Asla bunlardan başka bir tane almayacağım.
Keşke artık bunu yapmasan.
Tom artık bizim için çalışmıyor.
O artık ebeveynlerine bağlı değil.
O bir daha asla yalan söylemeyeceğine söz verdi.
Kimse onu bir daha hiç görmedi.
Ben çoğunlukla artık herhangi bir şey hakkında düşünmek istemiyorum.
Artık onu yapmak gerekli olmayacak.
Artık futbol izleme.
Buna daha fazla katlanamayacağım.
Sana ihtiyacım olmayacak.
Tom artık burada çalışmıyor.
Bana asla tekrar dokunma.
Artık hiçbir şey mantıklı değil.
Onu asla tekrar görmek istemiyorum.
Bu konu hakkında artık konuşulanları duymak istemiyorum.
O az çok sorunlarını anlıyor.
Bir daha geç kalmayacağıma söz veriyorum.
Tom asla bir daha güvende olmayacak.
O artık olmayacak.
Tom artık beni sevmiyor.
Onu asla yeniden görmek istemiyorum.
çember bozulmamış kalıyor
Ne zaman bir gezegendi ve ne zaman olmayı bıraktı?
ve kendimizi daha fazla zorlamayız.
O yuvaya bir daha dönmedi.
O yuvadan çıkmayacaktı.
Artık beslenme veya avlanma yoktu.
Uzay yolculuğu artık bir hayal değil.
Onun hakaretlerine daha fazla katlanamam.
Benimle asla tekrar böyle konuşma.
Söz veriyorum. Tekrar onu asla yapmayacağım.
Artık senin kocan değilim.
Artık hiç kimse o şekilde düşünmüyor.
Artık hiç kimse beni ziyaret etmeye gelmiyor.
Onu asla tekrar görmeyeceğim.
Artık şikâyet ettiğini duymak istemiyorum.
Söylediklerin artık beni etkilemiyor.
O bana asla tekrar inanmayacak.
Tom'u bir daha asla görmeyeceğim.
Bu bir daha asla olmamalı.
Artık Tom'un ona ihtiyacı yoktu.
Artık senin feryadını dinlemek istemiyorum.
Tom asla geri gelmiyor. O öldü.
- Birdaha asla alkol almayacağım.
- Birdaha asla içki içmeyeceğim.
O artık burada çalışmıyor.
- Artık onun için endişelenmene gerek yok.
- Artık onun için endişelenmenize gerek yok.
Tom asla tekrar eve gidemez.
Muhtemelen onu bir daha asla yapmayacağım.
Tom artık onu yapmayı planlamıyor.
Tom artık beni hiç öpmüyor.
Artık buraya gelme.
Hastane pijamaları yok, iğrenç yemekler yok
Ben bir daha asla onun adını duymak istemiyorum.
Tom ve Mary aşağı yukarı aynı bedendeler.
Tom ve Mary aşağı yukarı aynı ağırlıktalar.
Bu asla tekrar olmayacak, değil mi?
Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.
O bir kazada yaralandıktan sonra, artık yürüyemiyordu.
Keşke artık bu şarkıları söylemesen.
Sana gerçeği söylemek gerekirse, Tom'u artık sevmiyorum.
Tom artık araba kullanmama izin vermeyecek.
O ismi bir daha asla duymak istemiyorum.
Bana bir daha ne yapacağımı söylemek zorunda değilsin.
Artık üstesinden gelmek de istemiyorum.
O asla şehir hakkında tekrar meraklı olmazdı.
Bu asla tekrar olmayabilir.
O hatayı bir daha asla yapmayacağım.