Translation of "Ugyanazt" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Ugyanazt" in a sentence and their turkish translations:

Ugyanazt akarjuk.

Biz aynı şeyi istiyoruz.

Ugyanazt mondanám.

Aynı şeyi söylerdim.

Pontosan ugyanazt éreztem.

Ben tam olarak aynı duyguya sahiptim.

Nekem is ugyanazt.

Aynısını alacağım.

Mindannyian ugyanazt akarjuk.

Hepimiz aynı şeyi istiyoruz.

Mindenki ugyanazt ette.

Herkes aynı şeyi yedi.

Ugyanazt kívánom neked.

Sana aynısını diliyorum.

- Tamás mindig ugyanazt rendeli.
- Tamás mindig ugyanazt hozatja magának.

Tom daima aynı şeyi sipariş eder.

Megismételte ugyanazt a hibát.

O, aynı hatayı tekrarladı.

Meg tudom tenni ugyanazt.

Aynısını yapabilirim.

Ugyanazt a méretet hordjuk.

Biz aynı ölçüde giyiniyoruz.

Ugyanazt a lányt szeretjük.

Aynı kızı seviyoruz.

Amikor annyi tanulmány ugyanazt mutatja,

pek çok çalışma aynı şeyi gösteriyor.

Ugyanazt a hibát követted el.

Sen aynı hatayı yaptın.

Ugyanazt szándékozom enni, mint te.

Senin yediğin aynı şeyi yemeyi planlıyorum.

Ismét elkövette ugyanazt a hibát.

O aynı hatayı yine yaptı.

Újra elkövetted ugyanazt a hibát.

Aynı hatayı tekrar yaptın.

ugyanazt akarjuk tenni, talán kicsit jobban.

aynısını yapmak hatta daha iyisini yapmak istiyoruz.

Amíg én is ugyanazt gondolom magamról.

sistemin hakkımda düşündüğü şeyi değiştiremezdim.

Ugyanazt, mint ami akkor volt rajtam,

Giyeceğim takım,

Pont ugyanazt érzem, mint Isoda úr.

Ben tam Bay Isoda ile aynı hissediyorum.

Tom ugyanazt kérdezte Marytől, amit tőlem.

Tom bana sorduğu aynı soruyu Mary'ye sordu.

Már sok, hogy állandóan ugyanazt hallom.

Ben her zaman aynı şeyi duymaktan bıktım.

Tomi pontosan ugyanazt tette, mint én.

Tom tam olarak benim yaptığım şeyi yaptı.

Lényegében ugyanazt csinálja Tomi, mint Mari.

Tom aslında Mary'nin yaptığı aynı şeyi yapar.

Kétszer követte el ugyanazt a hibát.

- Aynı hatayı iki kez yaptı.
- İki defa aynı hatayı yaptı.

Vagy keményebben, vagy lazábban csinálják tovább ugyanazt.

ya aynı şeyi daha fazla yaparlar ya da aynı şeyi daha az yaparlar.

Találkoztak másokkal, akik ugyanazt az újságot olvasták,

aynı gazeteyi okuyan diğer insanlarla da tanışırlar,

Vajon ha végig ugyanazt a mércét használnánk

Zamanla değişen refah düzeyini

Ugyanazt a hibát követted el, mint utoljára.

Son kez yaptığın aynı hatayı yaptın.

Tom mindig ugyanazt a hibát követi el.

- Tom aynı hatayı yapıp duruyor.
- Tom aynı hatayı yapmaya devam ediyor.
- Tom durmadan aynı hatayı yapıyor.

Ugyanazt a dalt énekelte Tom egész délelőtt.

Tom bütün sabah o aynı şarkıyı söylüyor.

Figyeld őt és csináld te is ugyanazt!

Onu izleyip aynısını yap!

Lehetőleg nem akarom ma megint ugyanazt enni.

Bugün aynı yemeği tekrar yemeyi tercih etmiyorum.

- Tamás ugyanazt a szótárat használja, amit az apja diákként.
- Tom ugyanazt a szótárt használja, amit apja diák korában.
- Tom ugyanazt a szótárt használja, amit apja, amikor diák volt.

Tom babasının öğrenciyken kullandığı sözlüğün aynısını kullanıyor.

- Ugyanazt kívánom neked.
- Én is azt kívánom neked.

Sana aynısını diliyorum.

Ne kövesd el másodszor is ugyanazt a hibát.

Aynı hatayı iki kez yapma.

- Kilencest kaptam a kémia tesztemre. És te? - Ugyanazt.

"Ben kimya testinden dokuz aldım. Ya sen?" "Aynısını."

Mert az élő közvetítés ugyanazt a fajta interaktivitást biztosítja.

Çünkü canlı yayın aynı türden bir etkileşim hissi sunuyor.

Nem akarjuk minden este ugyanazt nézni, bármennyire is kedveljük;

Ne kadar sevsen de her gece aynı şeyi izlemek istemezsin,

Tom az elmúlt hat hónapban minden éjjel ugyanazt álmodta.

Tom son altı aydır her gece aynı rüyayı görüyor.

Úgy tervezem, hogy én is ugyanazt teszem, mint te.

Senin yaptığın aynı şeyi yapmayı planlıyorum.

Tom ugyanazt csinálta, mint a mókus és mogyorót evett.

Tom sincabın yaptığını yaptı ve fındıkları yedi.

- A gyerekek szívesen hallgatják meg ugyanazt a történetet újra és újra.
- A gyerekek ugyanazt a történetet akarják hallani újra és újra.

Çocuklar aynı hikayeyi tekrar tekrar duymak istiyor.

Remélem, te nem követed el ugyanazt a hibát, mint Tom.

Umarım Tom gibi aynı hatayı yapmayacaksın.

Néha nem kell ugyanazt a nyelvet beszélnetek, hogy megértsétek egymást.

Bazen birbirimizi anlamak için aynı dili konuşmak zorunda değilsindir.

Néha nem szükséges ugyanazt a nyelvet beszélni, hogy megértsük egymást.

Bazen anlaşmak için aynı dili konuşmak gerekmez.

Minden nap ugyanazt csinálta nyolc órán keresztül és utána hazament.

Her gün sekiz saat boyunca aynı şeyi yaptı ve sonra eve gitti.

Néha nem elégséges két ember számára, hogy ugyanazt a nyelvet beszélik.

Bazen iki kişinin aynı dili konuşması yetmez.