Examples of using "Tudnánk" in a sentence and their turkish translations:
Koltukları değiştirebilir miyiz?
Keşke yardım edebilsek.
Belki işbirliği yapabiliriz.
Seyahati erteleyebilir miyiz?
Dışarıda biraz konuşabilir miyiz?
gerçek zamanlı olarak onları engelleyip durdurabilirsin.
Bunu nasıl uygulamaya koyabiliriz?
Bunu bugün yapabiliriz.
Sierra Leone nasıl dijital ekonomide yer alabilir,
Ben Mary'ye onunla özel olarak konuşabilip konuşamayacağımı sordum.
Güneş olmasa yaşayamayız.
Güneş olmasaydı, dünyada yaşayamazdık.
Tom'u bekleyemedik.
işiniz hakkındakileri onlara nasıl anlatabilirsiniz değil mi?
Bulutlar olmasa güneşin tadını çıkaramayız.
Diğerlerini sevebilmeden önce, kendini sevebilmelisin.
Sanki ne konuştuğunu bilmiyormuşsun gibi muamele gördükçe
ülkemizi dönüştürmenin cevaplarının onların ellerinde olduğuna
Mars'ta yaşayabilsek bile, önce oraya ulaşmalıyız.
Bütün sorunlarımızı çözemeyebiliriz ama onlardan bazılarını çözebilmeliyiz.
Patagonya'yı yerleşilebilir kılmalıyız, ki bu mümkün. Atacama Çölü'nün iklimini değiştirebiliriz.
Ölüm olmasaydı hiç kimse hayata değer vermezdi. Bunun için bir isim bile bulamayabiliriz.