Translation of "Kint" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Kint" in a sentence and their turkish translations:

- Várj kint!
- Kint várjon!
- Kint várjanak.

Dışarıda bekle.

- Kint meghalsz.
- Kint elpusztulsz.

Orada öleceksin.

- Valaki kint van.
- Van kint valaki.

Dışarıda birisi var.

Kint vannak.

Onlar dışarıda.

Kint vártunk.

Dışarıda bekledik.

Kint voltam.

Ben dışardaydım.

Kint voltunk.

Biz dışardaydık.

Kint beszélhetünk.

Dışarıda konuşabiliriz.

Kint havazik.

Dışarıda kar yağıyor.

Kint voltak.

Onlar dışarıdaydılar.

Sötétedik kint.

Dışarısı karanlık olmaya başlıyor.

Kint voltál.

Dışarıdaydın.

Kint várok.

Dışarıda bekliyorum.

- Lenne szíves kint várakozni?
- Volna szíves kint várakozni?

Dışarıda bekler misin?

Tom kint állt.

Tom dışarıda duruyordu.

Kint hideg van.

Dışarısı soğuk.

Csináltam valamit kint.

Dışarıda bir şey yapıyordum.

Mindenki kint van.

Herkes dışarıda.

Tom kint van.

Tom dışarda.

Várj rám kint!

Beni dışarıda bekleyin.

Koromfekete kint minden.

Dışarısı zifiri karanlık.

Valaki van kint.

Birisi dışarıda.

Tamás kint maradt.

Tom dışarıda kaldı

Tom kint volt.

Tom dışarıdaydı.

Tamás kint volt.

Tom dışarıdaydı.

Tom kint van?

Tom dışarıda mı?

Kint voltunk együtt.

Birlikte dışarıdaydık.

Hideg van kint?

Dışarı soğuk mu?

Meleg van kint?

Dışarısı sıcak mı?

- Nem láttam kint a kocsidat.
- Nem láttam kint az autódat.

Dışarıda arabanı görmedim.

Ma kint kell aludnunk.

Bugün dışarıda uyumalıyız.

Hagyd kint a kutyát!

Köpeği dışarda tutun.

Egész nap kint voltam.

Ben bütün gün dışardaydım.

Kint volt, mikor telefonáltam.

Ben aradığımda o dışardaydı.

Kint maradtak az emberek.

İnsanlar dışarıda kalıyor.

Kint nagyon hideg van.

Burada dışarısı çok soğuk.

Kint teljesen sötét van.

Dışarısı tamamen karanlık.

Ma kint akarok vacsorázni.

Bu gece dışarıda yemek istiyorum.

Kint csípős hideg van.

Dışarısı soğuk.

Fúj kint a szél.

Burada dışarısı rüzgarlı.

Tom kint várt Maryre.

Tom dışarıda Mary'yi bekledi.

Tom most kint van.

Tom şimdi dışarda.

A többiek kint játszanak.

Diğerleri dışarıda oyun oynuyorlar.

Nem szeretek kint dolgozni.

Dışarıda çalışmayı sevmiyorum.

Szeles az idő kint.

Dışarısı rüzgârlı.

- Menj ki edzeni!
- Kint tornázz!

Git dışarıda egzersiz yap.

Mióta vagy kint a börtönből?

Ne kadar zamandır hapishanenin dışındasın?

A gyerekek szeretnek kint játszani.

Çocuklar dışarıda oynamayı severler.

Tudnánk kint beszélni egy kicsit?

Dışarıda biraz konuşabilir miyiz?

Tom még mindig kint van.

Tom hâlâ dışarıda.

Kaphatnánk-e kint egy asztalt?

Dışarıda bir masaya oturabilir miyiz?

Tom lehet, hogy kint van.

Tom dışarıda olabilir.

Tom még kint van, ugye?

Tom hâlâ dışarıda, değil mi?

Ezt inkább kint vitassuk meg.

Bunu dışarıda konuşalım.

- Tom kint aludt.
- Kinn aludt Tomi.

Tom dışarıda uyudu.

- Odakint várnak.
- Odakint várakoznak.
- Kint várakoznak.

Onlar dışarıda bekliyor.

Tom nem engedte Máriát kint játszani.

Tom Mary'nin dışarıda oynamasına izin vermedi.

A gyerekek kint játszanak a hóban.

Çocuklar dışarıda karda oynuyorlar.

Egész nap kint voltunk a szabad levegőn.

Günü açık havada geçirdik.

A bejárat előtt áll kint egy BMW.

Dışarıda ön tarafta park edilmiş bir BMW var.

Mint egy tejestartály, amit kint felejtettek a napon.

Güneşin altında bırakılmış süt kabı gibi kokuyordu.

Senki se akar kint dolgozni, amikor hideg van.

- Soğuk bir günde kimse dışarıda çalışmak istemez.
- Hiç kimse soğuk bir günde dışarıda çalışmak istemez.

Úgy vélem, kint kellene tovább folytatnunk a beszélgetést.

- Bu konuşmaya dışarıda devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
- Sanırım bu konuşmaya dışarıda devam etmeliyiz.
- Bence bu konuşmaya dışarıda devam etmeliyiz.
- Bana kalırsa bu konuşmaya dışarıda devam etmeliyiz.

- Ott van kint Tomi.
- Ott van kinn Tomi.

- Tom orada.
- Tom orada dışarıda.

Ki volt az a férfi, aki kint várakozott?

Dışarıda bekleyen o adam kimdi?

Több időt kellene kint, és kevesebbet bent töltened!

Dışarıda daha fazla zaman ve içeride daha az zaman harcamalısın.

Legyen kint akármilyen hideg, te felmelegíted a szívem.

Dışarısı ne kadar soğuk olursa olsun, sen benim yüreğimi isitiyorsun.

Egy anyuka kint van a ház előtt a gyermekével,

Bir anne, evinin avlusunda

Tomi és Mari kint volt az erkélyen hajnali kettőkor.

Tom ve Mary sabah saat ikide dışarıda balkondaydı.

Tom egy órán át várt kint a szakadó esőben.

Tom bardaktan boşanırcasına yağan yağmurda bir saatten daha fazla bir süre dışarıda bekledi.

A hideg ellenére még mindig kint van a kertben.

Soğuk havaya rağmen hala bahçede.

- Még mindig sötét van odakint.
- Sötét van még kint.

Dışarısı hâlâ karanlık.

Jó dolog volt a szüleidtől, hogy megengedték, hogy kint együnk.

Anne ve babanın dışarıda yemek yememiz için bize izin vermeleri iyiydi