Translation of "Kegyetlen" in Turkish

Ez kegyetlen.

- O acımasız.
- O zalim.

Tom kegyetlen.

Tom zalimdir.

Kegyetlen a világ.

Dünya zalim.

Tom kegyetlen volt.

Tom acımasızdı.

Kegyetlen ember volt.

O acımasız bir adamdı.

A konkurencia kegyetlen.

Rekabet had safhada.

Ez egyszerűen kegyetlen.

O sadece acımasız.

Egy kegyetlen világra születtünk,

Acımasız bir evrende dünyaya geliyoruz,

Kegyetlen dolgot tettél Tomival.

- Tom'a yaptığın şey acımasızcaydı.
- Tom'a yaptığın korkunçtu.

Hogy tudsz annyira kegyetlen lenni?

Nasıl bu kadar acımasız olabilirsin?

Miért olyan kegyetlen velem a világ?

Neden dünya bana karşı çok acımasız?

- Kegyetlen vagy.
- Kegyetlenek vagytok.
- Kíméletlen vagy.

- Sen acımasızsın.
- Sen zalimsin.

Élt valahol réges-régen egy kegyetlen király.

Bir zamanlar, bir zalim kral yaşarmış.

És a többiekét is. Ezeket a kegyetlen téli éjszakákat csak közös erővel lehet túlélni.

Onların hayatını da. Bu çetin kış gecelerinden sağ çıkmanın tek yolu sıkı sıkıya sarılmak.