Examples of using "Egyszerűen" in a sentence and their turkish translations:
Bence müthiş.
Bu sıra dışı bir şey.
Az önce gözden kayboldu.
Basit yaşamalıyız, böylece diğerleri de basit yaşayabilir.
Bu sadece yeterli değil.
ve bu sadece basit bir gülümsemeydi
Unut gitsin.
Tom gözden kayboldu.
Tam bilmiyorum.
Bu sadece güzel.
Bu sadece aynı değil.
Bu gerçekten güvenli değil.
Bu işler böyledir işte.
O sadece korkunçtu.
Sadece onlardan nefret ediyorum.
(Bu) gerçekten çok güzel!
Bu sadece saçmalık.
O sadece çalışmadı.
Tom sadece çok çekici.
Tom sadece yorgun.
Bu tek kelimeyle şaşırtıcı.
O sadece acımasız.
Ve anlat bana öylece O gaip aşkını"
çözüme atlıyoruz
Bu sadece gerçek değil.
Ben sadece tembelim.
Sadece bunlardan herhangi birini istemiyorum.
O sadece çok kolaydı.
- Ben sadece yardım edemem.
- Elimde değil ki.
- Elimden bir şey gelmiyor.
Sadece bekleyemem.
Sadece kötü hissediyorum.
Sadece Tom için üzülüyorum.
Sana ilgi duymuyorum sadece.
Sadece yeterli değildi.
Bu gerçekten yeterli değil.
Bu gerçekten mümkün değil.
Ben sadece buna inanmak istemiyorum.
Biz sadece şanslıydık.
Sadece yorgundum.
O her zaman çok alçak gönüllülükle giyinir.
Sen sadece beni anlamıyorsun.
Biz sadece onu beklemiyorduk.
Ben sadece onun hakkında unuttum.
Bu sadece çok kolay.
Sadece kayboldu.
Onların çoğu sadece umursamıyor.
bana her şeyi veren kişi.
Ve hiçbir şey bulamadım. Hem de hiç.
Ben sadece ne diyeceğimi bilmiyorum.
Sadece eve gidebilir miyiz?
Sadece seninle evlenmek istemiyorum.
Sadece şansımı yakalamadım.
Sadece sensiz yaşayamam.
Ben sadece Tom'u görmezden geliyorum.
Ben sadece işimi yapıyorum.
Sadece yapılmalı.
Sadece bana güvenmek zorundasın.
- Sadece bu yeri seviyorum.
- Bu yeri gerçekten seviyorum.
Sadece vazgeçtiğini mi söylüyorsun?
- Bu doğru değil.
- O doğru değil.
Bugün sadece çok soğuk.
Sadece bana güvenmek zorunda kalacaksın.
Onu görmezden gel.
- Sadece buraya giremezsiniz.
- Buraya elini kolunu sallayarak giremezsin.
- Buraya böyle çat kapı giremezsin.
- Buraya öyle kafan estiğinde giremezsin.
- Buraya öylece giremezsiniz.
Diğer durumlardaysa, sadece kafamızı kuma gömeriz.
LA: Bakın, biz siyaset ve
Sadece seninle olmak istiyorum.
Bunu bırakabilir miyiz?
sadece minik kuşları avucumuzda tutarak,
Sadece dün işe gitmek istemedim.
O yemek sadece kutsaldı.
Ben sadece çikolataya karşı koyamam.
Tutumlu bir şekilde yaşıyorum.
Sadece erkek olmadığımı biliyordum.
Yoksa bu birlikte yaşamamız gereken hayatın bir gerçeği mi?
Kullanımında herhangi bir değer kaybı olmadan
Basitçe ifade edeyim, erkekler kadınlara,
Tom asla aptal değildir, O sadece tembeldir.
- Bu anlattığının doğru olma olasılığı yok.
- O hikaye muhtemelen doğru olamaz.
Neden sadece ebeveynlerinden para istemiyorsun?
O treni kaçırmayı göze alamam.
Sadece orijinal olarak planladığımız şeyi yapacağız.
Sadece Tom'un onu yapacağına inanmıyorum.
Birkaç saatliğine uyumak istiyorum.
Sadece Tom'un söylediğini yap.
- Neden biraz kibar davranmıyorsun?
- Biraz iyi davransan ölür müsün?
- Bu problemin çözümü çok basit.
- Bu sorunu çözmek basit.
Sadece burayı artık güvenli hissetmiyorum.
Sadece bana bilmek istediğimi söyle.
Sadece yeterli zaman yok.
Sen sadece yanılıyorsun.
meşguliyetinizle daha az başa çıkabilmeniz.
Sadece komediyi kırmak değildi.
Bazen çözmemiz gereken sorunlar basitçe çok, çok zordur.
Hiç adil değil.
Tom, neden gerçekleri kabul edemiyorsun?
Bence öğrencilerim tek kelimeyle en iyileri.