Examples of using "Fogni" in a sentence and their turkish translations:
Bunu kısa tutmaya çalışacağım.
Taksiye binmek benim için bir lüks.
şöyle söyledi: ''Aslında burada el sıkışmıyoruz.
Geçen pazartesi balık tutmaya gittim.
O, tokalaşmayı reddetti.
Yüzmeyi ve balık yakalamayı öğrenme vakitleri geldi.
Bu şehirde bir taksi bulmak zordur.
Nasıl bir balık yakalayacağını sana göstereceğiz.
- O, elimi sıkmayı reddetti.
- O benimle tokalaşmayı reddetti.
Benimle oy pusulasını tutmakta ısrar etti.
Bazıları benimle tokalaşmayı reddetti.
Keşke Tom gerçekten konuşmasa.
Tom, sadece on saniye susar mısın?
İyi eğitim almış, beyaz ırktan bir erkeğin
Bu şekilde üç balık yakaladığını gördüm. Gün içinde balık tuttuğunu hiç görmemiştim.
Tom, Mary'nin elini sıkmayı reddetti.