Translation of "Nehéz" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Nehéz" in a sentence and their turkish translations:

- Ez nem nehéz.
- Nem nehéz.

Zor değil.

Nehéz volt.

Bunu yapmak da zordu.

Nehéz megmondani.

Söylemesi zor.

Nehéz leírni.

Bunu tanımlamak zor.

Ez nehéz.

Bu zor.

Nehéz lenne.

Zor olacaktır.

Nehéz lesz.

Bu zor olacak.

Nehéz lesz?

O zor olacak mı?

Eléggé nehéz.

O biraz zor.

Nem nehéz.

Zor değil.

Jó nehéz!

Oldukça ağır.

Nehéz elmagyarázni.

Açıklaması zor.

Nehéz volt?

Bu çok mu zordu?

Nehéz elbúcsúzniuk.

Ayrılık onun için zordu.

Tom nehéz.

Tom ağırdır.

Kezdetben nehéz.

Önce, zordur.

- Nagyon nehéz volt.
- Ez nagyon nehéz volt.
- Nagyon nehéz volt az.

- O çok zordu.
- Çok zordu.

- Nehéz mindenkit kielégíteni.
- Nehéz mindenki kívánságainak eleget tenni.
- Nehéz mindenkinek a kedvére tenni.
- Nehéz mindenkinek a kedvébe járni.

Herkesi memnun etmek zordur.

Nőnek lenni nehéz, transznemű nőnek lenni is nehéz.

Kadın olmak zor. Trans kadın olmak da kolay değil.

- Ez egy nehéz feladat.
- Nehéz ez a feladat.

Bu görev zordur.

Nehéz mindezt kimondani –

Bunlar hakkında konuşmak oldukça güç,

NB: Nehéz megmondani.

NB: Bunu söylemek zor.

Nehéz heteim voltak.

Bu birkaç hafta gerçekten çok zordu.

Akik munkája nehéz,

işleri zor olan ama insan hakları, insan şerefi

Nagyon nehéz volt.

gerçekten çok zordu.

De nehéz lesz.

ama oldukça zor.

Nehéz eset vagy.

- Adamı uğraştırıyorsun.
- İşleri zorlaştırıyorsun.

Nehéz angolul beszélni?

İngilizce konuşmak zor mu?

Nehéz franciául beszélni.

Fransızca konuşmak zordur.

Nehéz időszakom volt.

Zor bir zaman geçirdim.

De nehéz táska!

Ne ağır bir çanta!

Az nehéz lenne.

O zor olurdu.

Nehéz élete volt.

O, zor bir hayat yaşadı.

Nehéz őket megtalálni.

Onları bulmak zor.

Ezt nehéz megmondani.

Söylemesi zor.

A doboz nehéz.

- Kutu ağırdır.
- Kutu ağır.

Nehéz az élet.

Hayat zordur.

Ezt nehéz leírni.

Resim çizmek zor.

Túl nehéz választani.

Seçmesi çok zordur.

Nem volt nehéz.

O, zor değildi.

Nehéz napom volt.

- Zor bir gün geçirdim.
- Zor bir günüm vardı.

Ez nehéz lehet.

O zor olabilir.

Ezt nehéz elhinni.

İnanması güç.

Nagyon nehéz elmagyarázni.

Bunu açıklamak zor.

Minden kezdet nehéz.

Her başlangıç zordur.

Tudom, hogy nehéz.

Ağır olduğunu biliyorum.

Nehéz franciát tanulni?

Fransızca öğrenmek zor mu?

Nehéz hetem van.

Zor bir hafta geçiriyorum.

Nehéz döntés volt.

Bu zor bir karardı.

Ez túl nehéz.

Bu çok zor.

Nehéz megtanulni franciául?

- Fransızca öğrenmek zor mu?
- Fransızca öğrenmesi zor mu?

Ez túl nehéz?

O çok zor mu?

Először nehéz volt.

Başta zordu.

Ez olyan nehéz?

O o kadar zor mu?

Nehéz idők járnak.

- Zamanlar dayanıklıdır.
- Devir kötü.

Ez nehéz volt.

Bu zordu.

Tényleg nehéz volt.

Bu gerçekten zordu.

Ez nem nehéz.

Bu zor değil.

Mi olyan nehéz?

Ne çok zordur?

Az nehéz lesz.

Bu zor olacak.

Az túl nehéz.

Bu çok ağır.

Nem lesz nehéz.

O zor olmayacak.

Tudod, ez nehéz.

Bu zor, biliyorsun.

Nehéz nyugodtnak maradni.

Sakin kalmak zor.

Milyen nehéz lesz?

O ne kadar zor olacak?

Ez nehéz számomra.

Bu benim için güç.

Nem annyira nehéz.

O kadar da zor değil.

A francia nehéz.

Fransızca zordur.

Nehéz Johnt meggyőzni.

John'u ikna etmek zordur.

Nehéz megértenem őt.

- Benim için onu anlamak güç.
- Onu anlamam zor.

Olyan nehéz választani!

Seçmek çok zor.

A francia nehéz?

Fransızca zor mu?

Tom nem nehéz.

Tom ağır değil.

Nehéz kecskét fejni?

Keçi sağmak zor mudur?

- A kandzsi írásjeleket nehéz elolvasni.
- A kandzsit nehéz olvasni.

Kanji'nin okunması zordur.

- Ez a könyv nehéz.
- Jó nehéz ez a könyv.

Bu kitap ağır.

- Az eszperantó valóban nem nehéz.
- Az eszperantó tényleg nem nehéz.
- Az eszperantó igazán nem nehéz.

Esperanto aslında zor değil.

- Erre a kérdésre nehéz válaszolni.
- Nehéz erre a kérdésre válaszolni.
- Nehéz ezt a kérdést megválaszolni.

Bu soruya cevap vermek zor.

- Erre a kérdésre nehéz válaszolni.
- Ezt a kérdést nehéz megválaszolni.

Bu soruyu yanıtlamak zordur.

- Nehéz volt kinyitni az ajtót.
- Az ajtót nehéz volt kinyitni.

Kapının açılması zordu.

A nehéz körülmények között

O zor şartlarda çalışmak,

Nehéz lenne így tenni.

Bunu yapması çok zor.

De annyira nehéz is.

ve hayat çok zor.

Amiket pokoli nehéz kezelni.

tedavisi aşırı zor şeyler.