Examples of using "Nehéz" in a sentence and their turkish translations:
Zor değil.
Bunu yapmak da zordu.
Söylemesi zor.
Bunu tanımlamak zor.
Bu zor.
Zor olacaktır.
Bu zor olacak.
O zor olacak mı?
O biraz zor.
Zor değil.
Oldukça ağır.
Açıklaması zor.
Bu çok mu zordu?
Ayrılık onun için zordu.
Tom ağırdır.
Önce, zordur.
- O çok zordu.
- Çok zordu.
Herkesi memnun etmek zordur.
Kadın olmak zor. Trans kadın olmak da kolay değil.
Bu görev zordur.
Bunlar hakkında konuşmak oldukça güç,
NB: Bunu söylemek zor.
Bu birkaç hafta gerçekten çok zordu.
işleri zor olan ama insan hakları, insan şerefi
gerçekten çok zordu.
ama oldukça zor.
- Adamı uğraştırıyorsun.
- İşleri zorlaştırıyorsun.
İngilizce konuşmak zor mu?
Fransızca konuşmak zordur.
Zor bir zaman geçirdim.
Ne ağır bir çanta!
O zor olurdu.
O, zor bir hayat yaşadı.
Onları bulmak zor.
Söylemesi zor.
- Kutu ağırdır.
- Kutu ağır.
Hayat zordur.
Resim çizmek zor.
Seçmesi çok zordur.
O, zor değildi.
- Zor bir gün geçirdim.
- Zor bir günüm vardı.
O zor olabilir.
İnanması güç.
Bunu açıklamak zor.
Her başlangıç zordur.
Ağır olduğunu biliyorum.
Fransızca öğrenmek zor mu?
Zor bir hafta geçiriyorum.
Bu zor bir karardı.
Bu çok zor.
- Fransızca öğrenmek zor mu?
- Fransızca öğrenmesi zor mu?
O çok zor mu?
Başta zordu.
O o kadar zor mu?
- Zamanlar dayanıklıdır.
- Devir kötü.
Bu zordu.
Bu gerçekten zordu.
Bu zor değil.
Ne çok zordur?
Bu zor olacak.
Bu çok ağır.
O zor olmayacak.
Bu zor, biliyorsun.
Sakin kalmak zor.
O ne kadar zor olacak?
Bu benim için güç.
O kadar da zor değil.
Fransızca zordur.
John'u ikna etmek zordur.
- Benim için onu anlamak güç.
- Onu anlamam zor.
Seçmek çok zor.
Fransızca zor mu?
Tom ağır değil.
Keçi sağmak zor mudur?
Kanji'nin okunması zordur.
Bu kitap ağır.
Esperanto aslında zor değil.
Bu soruya cevap vermek zor.
Bu soruyu yanıtlamak zordur.
Kapının açılması zordu.
O zor şartlarda çalışmak,
Bunu yapması çok zor.
ve hayat çok zor.
tedavisi aşırı zor şeyler.