Translation of "Mondta" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "Mondta" in a sentence and their turkish translations:

- Azt mondta, hogy éhes.
- Mondta, hogy éhes.
- Azt mondta, éhes.

O, aç olduğunu söyledi.

- Ki mondta azt?
- Ki mondta ezt?

Onu kim söyledi?

Ezt mondta.

dedi dev

Ezt mondta?

Onu söyledi mi?

- Azt mondta, eljön.
- Mondta, hogy eljön.
- Azt mondta, el fog jönni.
- Mondta, hogy el fog jönni.

- O geleceğini söyledi.
- Geleceğini söyledi.

- Azt mondta, elfoglalt.
- Mondta, hogy dolga van.

O meşgul olduğunu söyledi.

Ezt mondta apám.

Babamın söylediği şey buydu.

Utána azt mondta:

Sonra dedi ki

Ellenben azt mondta:

ve şunları söyledi:

Azután mondta ezt,

Bunu bana

Tom ezt mondta.

Tom'un dediği odur.

Ki mondta azt?

Onu kim söyledi?

Azt mondta, fontos.

Bunun önemli olduğunu söyledi.

- Bízzál bennem - mondta.

- O, "bana güven" dedi.
- "Bana güven." dedi.

Ki mondta ezt?

Bunu kim söyledi?

Ugyanezt mondta rólad.

Senin hakkında aynı şeyi söyledi.

Tom már mondta.

Tom onu zaten söyledi.

Ki mondta vissza?

Kim iptal etti?

Ezt Tom mondta.

Tom onu söyledi.

Tom mondta nekem.

Tom bana söyledi.

Tom mondta nekünk.

Tom bize söyledi.

Azt mondta, tanuljon.

O, ona çalışmasını söyledi.

Tom ezt mondta?

- Tom'un dediği bu muydu?
- Tom'un söylediği bu mu?

- Megcsókolhatom? - mondta félénken.

O utanarak "seni öpebilir miyim? dedi.

- "Túl sokat beszélsz", mondta.
- "Ön túl sokat beszél", mondta.

"Çok fazla konuşuyorsun." dedi.

mondta újra és újra.

"Senin bunu yapman asla mümkün değil." demişti.

A próféta azt mondta:

Peygamber bize dedi ki,

Mert mint Phil mondta,

Bence, Phil'in de söylediği gibi,

Hogy mondta el nekik?

O, onlara nasıl söyledi?

Senki nem mondta nekem.

Hiç kimse bana söylemedi.

Azt mondta Tomi, fontos.

Tom bunun acil olduğunu söyledi.

Azt mondta: "Kanadából jöttem."

- O "Ben Kanada'dan geldim" dedi.
- "Kanadalıyım" dedi.

- Ez elég furcsa - mondta.

"Onun biraz tuhaf olduğunu düşünüyorum," dedi.

Azt mondta, hogy szegény.

O, fakir olduğunu söyledi.

Az igazat mondta nekem.

Bana gerçeği söyledi.

Azt mondta, nem tudja.

O, bilmediğini söyledi.

Senki sem mondta nekem.

Kimse bana söylemedi.

Tom azt mondta, miért?

Tom nedenini söyledi mi?

Azt mondta, kilenc óra.

"Saat dokuz" dedi.

Sosem mondta ezt nekem.

O bana söylemedi.

"Ez igaz", mondta John.

John " Bu doğru"diye konuştu.

Ki mondta ezt neked?

Onu sana kim söyledi?

Azt mondta nekem, terhes.

Bana hamile olduğunu söyledi.

Tényleg ezt mondta Tomi?

Tom onu gerçekten söyledi mi?

Tomi mondta, hogy jössz.

- Tom geleceğini söyledi.
- Tom senin geleceğini söyledi.

Ezt mondta az anyukám.

Annemin söylediği bu.

- Fogalmam sincs. - mondta őszintén.

O dürüstçe "hiçbir fikrim yok" dedi.

Ezt ki mondta neked?

Sana kim söyledi?

Tamás mindig ezt mondta.

Tom her zaman onu dedi.

Tom mondta, hogy visszajön.

Tom geri geldiğini söyledi.

Ki mondta azt Tomnak?

Onu Tom'a kim söyledi?

Ki mondta, hogy rossz?

- Bunun kötü olduğunu kim söyledi?
- Kötü olduğunu kim söyledi?

- Azt mondta, azonnal indulnia kell.
- Azt mondta, hogy azonnal el kell mennie.

O, derhal gitmesi gerektiğini söyledi.

- Igazat mondott.
- Az igazat mondta.
- Igazat beszélt.
- Az igazságot mondta.
- Igazat szólt.

Doğru konuştu.

- Mondta mindenkinek Tomi, hogy üljön le.
- Mindenkinek mondta Tomi, hogy üljenek le.

Tom herkese oturmasını söyledi.

- Azt mondta, betöltötte a tizennyolcat.
- Ő azt mondta, hogy elmúlt 18 éves.

On sekiz yaşın üstünde olduğunu söyledi.

Az egyik aktivista azt mondta:

İnsanların söylediklerini duyuyorum; bir keresinde bir eylemci bana

"Nem szoktunk kezet fogni, – mondta

şöyle söyledi: ''Aslında burada el sıkışmıyoruz.

Azt mondta: "Nagyon tetszettél nekik,

Dedi ki, "Sana bayıldılar

"Nem beszélnek angolul" – mondta valaki.

Birisi, “İngilizce bilmiyorlar,” dedi.

A beszélgetésünk végén azt mondta:

Ve konuşmanın sonunda,

és azt mondta az embereknek:

ve halka şöyle seslendi,

Az egyik szerkesztője azt mondta:

Editörlerinden biri bana şöyle dedi:

Az orvos talán így mondta.

Doktor böyle söylemiş olabilir.

Azt mondta, ki van zárva.

Söz konusu olmadığını söyledi.

Azt mondta, hogy beszéljek lassabban.

O bana daha yavaş konuşmamı söyledi.

Azt mondta, volt már ott.

O daha önce orada bulunduğunu söyledi.

Lehetetlen, hogy ő ezt mondta.

Bunu söylemiş olması imkansız.

"Ostoba emberek", mondta a mókus.

Sincap "aptal insanlar" dedi.

Azt mondta, hogy ő boldog.

O, mutlu olduğunu söyledi.

Tamás azt mondta, hogy hullafáradt.

Tom çok yorgun olduğunu söyledi.

Tom azt mondta, hogy kimerült.

Tom bitkin olduğunu söyledi.

Tom azt mondta, hogy hullafáradt.

Tom çok yorgun olduğunu söyledi.

Tudod, hogy ki mondta azt?

Onu kimin söylediğini biliyor musun?

Azt mondta, ne csináljunk zajt.

- O, bize gürültü yapmamamızı söyledi.
- Bize gürültü yapmamamızı söyledi.

Tom azt mondta, hogy elfoglalt.

Tom meşgul olduğunu söyledi.

Tom azt mondta, nincsenek fájdalmai.

Tom ağrısı olmadığını söyledi.

Azt mondta, hogy szereti Istent.

O, Tanrı'yı ​​sevdiğini söyledi.

Azt mondta Tomi, itt várjak.

Tom burada bekleyebileceğimi söyledi.

Ezt ma mondta nekem Tomi.

Tom onu bana bugün söyledi.

Tom azt mondta, hogy egészséges.

Tom sağlıklı olduğunu söyledi.

– Háp–háp! – mondta a kacsa.

Ördek "Vak, vak" dedi.

Tom azt mondta, vészhelyzet volt.

Tom bunun acil bir durum olduğunu söyledi.

Tomi azt mondta, szuper volt.

Tom serin olduğunu söyledi.

Tom azt mondta, hogy beteg.

Tom hasta olduğunu söyledi.

Tom azt mondta, nem jön.

Tom gelmediğini söyledi.

— Jaj! — mondta. — Mi lesz velem?

O "Eyvah!" "Bana ne olacak?" dedi.

Mary mondta, hogy hamarosan távozna.

Mary yakında yola çıkacağını söyledi.

Tom mondta Marynek, hogy siessen.

Tom Mary'ye acele etmesini söyledi.

Tom mondta Marinak, hogy folytassa.

Tom, Mary'ye devam etmesini söyledi.

Azt mondta a főnök, sürgős.

Patron acil olduğunu söyledi!

Tom azt mondta, Bostonból származik.

Tom Boston'lu olduğunu söyledi.

Tamás azt mondta, hogy szomjas.

Tom susadığını söyledi.

Tom azt mondta, nagyon csalódott.

Tom çok hayal kırıklığına uğradığını söyledi.

Tamás mondta, hogy honvágya van.

Tom vatan hasreti çektiğini söyledi.

Tom azt mondta, izgatott volt.

Tom heyecanlı olduğunu söyledi.

Tom mondta, hogy segítene nekem.

Tom bana yardım edeceğini söyledi.