Examples of using "000" in a sentence and their turkish translations:
Elli bin yıl önce,
ve 32 bin yıl önce,
40 binden fazla süpermarket var
böyle 1.000 kareniz olur.
maliyeti 200,000 dolar,
- Bir gün içinde 360 000 bebek doğar ve 152 000 insan ölür.
- Her gün yaklaşık 360 000 çocuk doğuyor, buna karşın 152 000 insan ölüyor.
116 binden fazla alışveriş merkezi var
ve her birinde 40 binden fazla ürün var.
40.000'in üzerinde Karayip flamingosu.
Sıfırken 3.000.000 yen fiyatı olan arabalar, şimdi 300.000 ediyor; bu durumda sanırım benimkini biraz daha kullanacağım.
daha fazla yiyecek yetiştirmemiz gerekiyor diyebiliriz.
büyük patlamadan yaklaşık 400 bin yıl sonrasına gidelim.
Rus kayıplarının 44.000 olduğu tahmin ediliyor.
Önümüzdeki yıllar için 125.000 hemşire açığı var.
Şimdi muhtaç durumda 20.000 aile kaldı, yani oran %0,5.
Bugün ABD'de 55.000'den fazla gözaltında göçmen var
ve 10 binden fazla nükleer silah vardı.
ve 60 binden fazla nükleer silah.
önümüzdeki beş yıl boyunca 160.000 kişinin de çıkarılmasıyla
Magdeburg'da kuşatılmış 25.000 Prusyalı Mareşal Ney'e teslim oldu
Ama daha az risk ya da ceza ile sahtelerini internette satarak
6.000'den fazla makale ve kitap yayımlandı.
Yeni bir motor becerisini öğrenmenin
salgın kontrolden çıkarak 11 binden fazla kişiyi öldürdü.
Dünya geneli 8 bin kişi beyaz listemde.
Bu da her gece 20.000'den fazla kalori almak demek.
Yaklaşık 600.000 adam… yarıdan az olsa da bunların bir kısmı Fransız'dı.
Basitçe demek oluyor ki eğer siz yılda 50.000 dolar kazanıyorken
Ama zifiri karanlık değil. Dolunayın ışığı Güneş'inkinden 400.000 kat daha sönüktür.
İspanya'daki savaş en sonunda 240.000 Fransız askerine mal olacaktı:
Bennigsen'in ordusunun 40%'ı 20.000 civarında asker ölü, yaralı ya da esir durumdaydı
10.000 zayiat karşılığında, Ruslara iki katı zayiat vermişti
Ay ışığının en güçlü hâli güneş ışığından 400.000 kat daha sönüktür. Yine de görmeye yeter.