Translation of "Körülbelül" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Körülbelül" in a sentence and their turkish translations:

Tojásméretű körülbelül.

O, yaklaşık bir yumurta büyüklüğündedir.

Körülbelül így hangzott.

Şöyle bir şeydi:

Körülbelül 10 százalékkal.

%10 oranında azaldı.

Körülbelül egy hónap.

Yaklaşık bir ay.

Körülbelül tojás nagyságú.

O, yaklaşık bir yumurta büyüklüğündedir.

Körülbelül éjfélig táncoltak.

Yaklaşık gece yarısına kadar dans ettiler.

- Körülbelül 133 kilométerre van Londontól.
- Körülbelül 133 kilométerre található Londontól.

Londra'dan yaklaşık 133 kilometredir.

Körülbelül 1500 házat építettünk.

Yaklaşık 1500 konut inşa edildi bile.

Körülbelül fél órán át

Yansıyan yüzeylerin ışığını

Körülbelül mennyibe fog kerülni?

O, yaklaşık kaça mal olacak?

Körülbelül kétezer könyve van.

O yaklaşık olarak 2,000 kitaba sahiptir.

Körülbelül tíz évvel ezelőtt találkoztunk,

Neredeyse 10 yıl önce tanıştık

Körülbelül 200 000 dollárba kerül,

maliyeti 200,000 dolar,

Ez körülbelül harminc euróba kerül.

Yaklaşık otuz avroya mal olur.

Körülbelül olyan magas, mint te.

O, yaklaşık olarak seninle aynı boydadır.

Tom körülbelül egy idős Maryvel.

Tom yaklaşık Mary'nin yaşındadır.

Norvégia lakossága körülbelül 5 milliós.

Norveç'in nüfusu yaklaşık beş milyon.

Körülbelül nyolc centiméter az átmérője.

Bu yaklaşık üç inç çapında.

Körülbelül tíz perce ment el.

Yaklaşık 10 dakika önce ayrıldı.

Körülbelül 8 óra óta alszik.

Yaklaşık saat 8'den beri uyuyor.

Körülbelül három hétig voltam itt.

Yaklaşık üç haftadır buradayım.

Körülbelül nyolc órával később meghalt.

Yaklaşık sekiz saat sonra öldü.

Körülbelül harminc perc innen gyalog.

- Buradan yürüyerek yaklaşık otuz dakika.
- Buradan yayan yaklaşık 30 dk. uzaklıkta.

A π értéke körülbelül 3,14159.

π yaklaşık 3.14159'a eşittir.

Körülbelül egy órát kell ott várnod.

Sen orada yaklaşık bir saat beklemek zorunda kalacaksın.

Körülbelül a Föld felszínének harmada szárazföld.

Yaklaşık olarak dünya yüzeyinin üçte biri topraktır.

Megebédeltem körülbelül tizenegykor, mert éhes voltam.

Aç olduğum için on bir sularında öğle yemeğimi yedim.

Tom körülbelül fél órája hívott fel.

Yaklaşık bir saat önce Tom aradı.

Tom körülbelül három éve halt meg.

Tom yaklaşık üç yıl önce öldü.

A mercator térképen körülbelül ugyanakkora méretűek.

Merkatör haritasında aynı büyüklükte görünüyorlar.

A macskám körülbelül tíz fontot nyom.

Benim kedim yaklaşık on pound ağırlığında.

A háború körülbelül két évig tartott.

Savaş yaklaşık iki yıl boyunca sürdü.

Körülbelül ez minden, amit ma megtehetünk.

Bugünlük halledebileceklerimizin hemen hemen hepsi bu.

Tom körülbelül olyan magas, mint te.

Tom yaklaşık olarak seninle aynı boyda.

Spanyolország népessége Japánénak körülbelül a harmada.

İspanya'nın nüfusu Japonya'nınkinin yaklaşık üçte biri kadar büyüktür.

Körülbelül 350 gyerek küzd vele világszerte.

Şu an tüm dünyada sadece yaklaşık 350 çocukta var.

Körülbelül 29 millió amerikait diagnosztizáltak diabétesszel.

Yaklaşık 29 milyon Amerikalı'ya şeker hastalığı teşhisi kondu.

Körülbelül három hónapot szeretnénk eltölteni Ausztráliában.

Avustralya'da yaklaşık üç ay geçirmek istiyoruz.

Tehát, ezek körülbelül az alapjai a színpszichológiának,

Renk psikolojisinin ana hatları bu şekilde,

Körülbelül egy évtizede kezdtem tanulmányozni a rezilienciakutatást

On yıl önce, Philadelphia'daki Pensilvanya Üniversitesinde

- Kábé hánykor?
- Nagyjából hánykor?
- Körülbelül hány órakor?

Yaklaşık saat kaçta?

Ez kész lesz körülbelül ma hat órára.

Bu sabah altıya kadar hazır olacak.

Tamás körülbelül egy évvel ezelőtt halt meg.

Tom yaklaşık bir yıl önce vefat etti.

Körülbelül mennyi idő alatt lehet busszal odaérni?

Otobüsle oraya gitmek yaklaşık ne kadar sürer?

Havonta körülbelül hányszor mosod le a kocsidat?

Yaklaşık ayda kaç kez arabanı yıkarsın?

Tom naponta körülbelül három liter vizet iszik.

Tom günde yaklaşık üç litre su içer.

Egy teáskanál őrölt fahéj körülbelül 2 gramm.

Bir çay kaşığı öğütülmüş tarçın yaklaşık iki gramdır.

A busz körülbelül két perc múlva indul.

Otobüs yaklaşık iki dakika içinde kalkıyor.

A nővérem és én körülbelül egyidősek vagyunk.

Kız kardeşim ve ben yaklaşık aynı yaştayız.

A koncert körülbelül három óra hosszat tartott.

Konser yaklaşık üç saat sürdü.

Tom körülbelül öt órát alszik csak éjszakánként.

Tom sadece gecede yaklaşık beş saat uyur.

Körülbelül harminc perce kaptam egy hívást Tomtól.

Otuz dakika önce Tom'dan bir telefon aldım.

Körülbelül három liter vizet ittam meg ma.

Bugün yaklaşık üç litre su içtim.

Hogy az emberek körülbelül 3%-a hajlandó változtatni.

insanların yaklaşık %3'ü farklı şeyler yapmaya meyillidir.

Körülbelül félórát beszélgettünk, és egy hónap múlva megkérdeztem,

Yaklaşık yarım saatlik bir konuşmadan daha bir ay sonra

- Körülbelül egy hétig esett.
- Már egy hete esik.

Yaklaşık bir haftadır yağmur yağmaktadır.

Van egy bank körülbelül száz méterre a könyvtártól.

Kütüphaneden yaklaşık yüz metre uzakta bir banka var.

Tom körülbelül 25% adót fizet a bevételei után.

Tom gelirinin yaklaşık %25' ini vergi olarak ödüyor.

- Úgy egy hetet maradok ott.
- Úgy egy hetet leszek ott.
- Körülbelül egy hetet leszek ott.
- Körülbelül egy hetet maradok ott.

Orada yaklaşık bir hafta kalacağım.

Adományokat gyűjtöttünk. Körülbelül a fizetésem 70%-át fektetem be.

Ve bağış topladık. Ayrıca ben maaşımın %70'ini bu projeye yatırıyorum.

Végül, körülbelül száz nappal később a kar teljesen visszanőtt.

Nihayetinde, yaklaşık 100 gün sonra, kol tamamen yeniden büyümüştü.

Ha elmész és felveszed Tomot, körülbelül hánykor lesztek itt?

Eğer sen Tom'u arabayla almaya gidersen, yaklaşık olarak saat kaçta burada olacaksın?

Johnnak körülbelül két hét kellett, hogy kigyógyuljon a betegségből.

Hastalığını atlatması John'un yaklaşık iki haftasını aldı.

- Körülbelül negyven éves.
- Negyven körül van.
- Negyven körül lehet.

- O yaklaşık olarak 40 yaşında.
- O aşağı yukarı 40 yaşında.
- O takriben 40 yaşında.

Amire hetente körülbelül egyszer, az egyik fa aljában kerül sor.

onu da bir ağacın kökünde haftada bir yapıyorlar.

- Körūlbelül öt évet élt ott.
- Ott élt körülbelül öt évig.

Yaklaşık beş yıl orada yaşadı.

Épp most adtam Tomnak egy italt körülbelül három perccel ezelőtt.

Yaklaşık üç dakika önce sadece Tom'a bir içki verdim.

Ezt a mondatot körülbelül egy órával ezelőtt az utcán hallottam.

Bu cümleyi yaklaşık bir saat önce sokakta duydum.

- Nagyjából mennyi pénzed van?
- Úgy körülbelül mennyi pénz kell neked?

Yaklaşık ne kadar paraya ihtiyacınız var?

- Tom körülbelül fél háromkor jött.
- Tom fél három körül jött.

- Tom yaklaşık 2.30'da göründü.
- Tom 2.30 civarı geliverdi.

Körülbelül 600 000 férfi ... bár kevesebb, mint fele közülük franciák voltak.

Yaklaşık 600.000 adam… yarıdan az olsa da bunların bir kısmı Fransız'dı.

- Körülbelül mennyi ideig fog tartani?
- Megközelítőleg milyen soká fog ez tartani?

O yaklaşık ne kadar sürecek?

A japánok egy főre eső rizsfogyasztása körülbelül a fele az ötven évvel ezelőttinek.

Japon halkının kişi başına düşen pirinç tüketimi yaklaşık elli yıl önce olanın yarısı.

Az amerikaiaknak körülbelül 80 százaléka a fényszennyezés miatt többé nem láthatja a Tejutat.

Kuzey Amerikalıların yaklaşık % 80'i ışık kirliliği nedeniyle artık Samanyolunu göremiyor.

Az első világháború mindössze öt hónapja tart, és már körülbelül egymillió katona esett el.

1.Dünya Savaşı başlayalı 5 ay olmasına rağmen tüm ordulardan 1 milyon asker kayıp verildi.

- Tom körülbelül egy órával ezelőtt ment el Marival.
- Tom közel egy órája ment el Marival.

Tom yaklaşık iki saat önce Mary ile gitti.

- Úgy harminc perc múlva ott vagyok.
- Körülbelül harminc percen belül megérkezem.
- Mintegy harminc perc alatt érek oda.

Yaklaşık otuz dakika içinde orada olacağım.

Egy új korában 3 000 000 jenbe kerülő autó, most körülbelül 300 000-et ér, így azt hiszem, egy kicsit tovább fogom használni az enyémet.

Sıfırken 3.000.000 yen fiyatı olan arabalar, şimdi 300.000 ediyor; bu durumda sanırım benimkini biraz daha kullanacağım.