Examples of using "Horizont" in a sentence and their turkish translations:
Ufuktaki gemiyi görüyor musun?
- Güneş ufukta kayboldu.
- Güneş ufuktan battı.
İyi filmler ufuklarımızı genişletir.
Nihayet, güneş ufukta kayboluyor.
Bu düzcüler ufuk çizgisini nasıl açıklıyor
Sorun, anlayışımın kapsamı dışındadır.
Gemi ufkun ötesinde kayboldu.
Ufukta bir tekne görüyor musun?
Biz ufkun üstünde güneşin doğuşunu gördük.
Ufukta, yağmur yağacağına dair belirtiler var.
Ufukta büyük bir gemi göründü.
Güneş ufkun üzerinde yükseliyor.
Bu kitap benim çok üzerimde.
Ufkun üzerinde ay'ı gördüm.
Ölüm sadece bir ufuktur ve bir ufuk bizim görüş limitimiz hariç hiçbir şeydir.
İhtiyacımız olan şey ufkumuzu genişletmek demek ki
Tek faydası ufkunu genişletmişti o insanlar
Bu beni aşıyor.
Çok fazla yanlış ufuk görüyorum ve yaklaştığımızı sanıyorum.
Güneş ufukta battı ve hava karardı.
Gözlerindeki, ışığa duyarlı hücrelerden oluşan yatay hatla ufku tararlar.
Esperanto, kültürel ve entelektüel alanda ufkumu genişletmeme yardımcı oldu.
Bu kitap benim anlayışımın üzerindedir.
Tom'un konuşması çift anlamlı sözlerle doluydu. Bunların çoğunu seyirci anlamadı.
Bu kitabı anlamak benim yeteneğimin ötesindedir.
Hepimiz aynı gökyüzü altında yaşıyoruz ama aynı ufka sahip değiliz.
Hepimiz aynı güneşin altında yaşıyoruz, ama aynı aydınlığa sahip değiliz.
Üniversitedeki öğrencilerin bu şekilde kültürel ufuklarını genişletme olanağı var.
Adam ufkun altında güneşin batışını izledi.