Examples of using "Gleichzeitig" in a sentence and their turkish translations:
Her şey aynı anda oldu.
taksi sürücülerini işe alırken
Aynı anda ikisini de yapabilir.
aynı zamanda 10 bin civarı işçi çalıştı
bir düşmana aynı anda saldırabiliyor?
binlercesi aynı anda saldırıyor ve öldürüyor
O ikisini de aynı anda yaptı.
Ben aynı anda birkaç dil öğreniyorum.
Onların hepsi aynı zamanda ayağa kalktı.
Aynı zamanda, diğer insanlar da tarafsız,
ve aynı zamanda da sistem her şeyi kaldırabiliyor
Aynı zamanda gölgeler birbirini tutmuyor
100 bin tane karıncanın sizi aynı anda ısırdığını
Ve aynı zamanda yavaşça uzaklaşıyor.
Onların hepsi zamanında konuşmaya çalıştı.
- Tom ve Mary her ikisi de aynı zamanda konuşuyordu.
- Hem Tom hem de Mary aynı zamanda konuşuyorlardı.
İkisini aynı zamanda yapamazsın.
Onlar aynı anda Paris'e vardılar.
Tom çoklu görev yapamaz.
Bu bir sanat ve şanslı bir kaza aslında.
aynı zamanda alt kısma kuartz döşenmiş
aynı noktada ise yine uzun süre aynı nokta olmuyor.
İnsanlar birçok şeyi aynı zamanda yapamazlar.
İki şeyi aynı anda yapamam.
İki şeyi aynı anda yapmak olası değildir.
Tom ve ben oraya aynı zamanda vardık.
Kimse aynı anda bağırıp düşünemez.
Mary aynı zamanda iki erkekle çıkıyor.
Heyecanlı ama aynı zamanda gerginsiniz
o zaman nasıl oluyorda hepsi aynı aynı anda hareket edebiliyor?
Bir kerede iki yerde olamazsın.
Aynı anda iki yerde olamam.
- Çoklu görevde iyi değilim.
- Aynı anda birden fazla işe pek odaklanamıyorum.
Tom ve Mary kapı koluna aynı anda ulaştı.
Tom ve Mary aynı anda konuşmaya başladı.
Her ikimiz de hemen hemen aynı anda gülümsemeye başladık.
Tom'u seviyorum ve aynı zamanda ondan nefret ediyorum.
Hem karnım doysun hem pastam dursun olmaz.
aynı zamanda evirimin en büyük kanıtı da yarasalardır
Onlar aynı zamanda başladılar.
Biz çok benzeriz ve aynı zamanda çok farklıyız.
Bir Hristiyan olabilir misin ve aynı zamanda eş cinsel evliliği destekleyebilir misin?
Aynı anda telefonda konuşmak ve araç kullanmak tehlikelidir.
Aynı anda tırnaklarımı kesip ütü yapamam!
Mary'nin iki erkek arkadaşı var.
Güneş ve ay çoğu kez gökyüzünde birliktedir.
Oraya aynı zamanda vardık.
Bir seferde bir şey yapın.
Bu kütüphaneden bir defada en çok üç kitap ödünç alabilirsiniz.
Fahrenheit, termometreyi bulan Alman bir mucittir. Aynı zamanda onun ismi bir sıcaklık birimine verilmiştir.
Keşke on gözüm olsaydı! Böylece aynı anda beş kitap okuyabilirdim.
Tom ilk kez iki kızla aynı anda çıkmıyordu.
Aynı zamanda iki şeyi yapamazsın.
- Bir seferde kaç kitap ödünç alabilirim?
- Bir seferde dışarıya kaç kitap çıkarabilirim?
Geriye dönüp baktığında, Tom her iki kız kardeşle aynı zamanda flört etmemesi gerektiğini anladı.
Onun önünde aynı anda birden fazla soruna sahip olmak onu sinirlendirir,üzer ve çileden çıkarır.
İki şeyi aynı anda yapmaya çalışma!
Dışarıda yanınızdan geçen bir koşucu ya da bisikletlinin size virüs bulaştırması için
- Tavşana kaç, tazıya tut diyen bir kişidir o.
- O, tavşana kaç, tazıya tut diyor.
Birleşmiş Milletler, dünya genelinde 820 milyondan fazla insanın aç olduğunu, aynı zamanda obezitenin rekor seviyelere ulaştığını söylüyor.