Translation of "Angreifen" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Angreifen" in a sentence and their turkish translations:

Uns ständig angreifen

bize sürekli durmadan saldırıyor

Wir müssen angreifen.

Saldırmalıyız.

Sie werden angreifen.

Onlar saldıracaklar.

Kann gleichzeitig einen Feind angreifen?

bir düşmana aynı anda saldırabiliyor?

Tausende gleichzeitig angreifen und töten

binlercesi aynı anda saldırıyor ve öldürüyor

Wird Israel den Iran angreifen?

İsrail, İran'a saldıracak mı?

Tom wollte, dass wir angreifen.

Tom saldırmamızı istedi.

Das Angreifen anderer Menschen, rituelle Massenmorde,

başka bir insana saldırmak, dini kurban vermek,

Aber wenn Tausende Ameisen sofort angreifen

ama binlercesi bir anda karıncayiyene saldırırsa

Warum sollte jemand Tatoeba angreifen wollen?

Neden herhangi biri Tatoeba'ya saldırmak isteyebilir?

- Wir greifen an.
- Wir werden angreifen.

Biz saldıracağız.

Ich will hier nicht die Pharmaindustrie angreifen.

Bu ilaç endüstrisini kötü adam yapmakla ilgili değil.

Ein Tiger wird Menschen angreifen, wenn er hungrig ist.

Eğer açsa, bir kaplan insana saldırır.

Er kam mit einem Schild, falls es ihn angreifen würde.

Kalkanıyla yaklaştı ve saldırırsa diye kalkanını havada tuttu.

Feinde, die einen angreifen, sind nicht zu fürchten, eher Freunde, die einem schmeicheln.

Size saldıran düşmanlardan korkmayın. Sizi pohpohlayan arkadaşlardan korkun.

Wenn sie ihren Kopf eingerollt so zurückzieht, ist sie angespannt, kann nach vorne schnellen und angreifen.

Sarmal hâline gelip kafalarını öyle geriye çekmeleri, saldırıya ve ileri atılmaya hazır oldukları anlamına gelir.