Translation of "Rund" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Rund" in a sentence and their turkish translations:

Bälle sind rund.

Toplar yuvarlaktır.

Die Erde ist rund.

Dünya yuvarlak.

Manche Tische sind rund.

Bazı masalar yuvarlaktır.

Warum sind Planeten rund?

Neden gezegenler yuvarlaktır?

Dieser Ball ist rund.

Bu top yuvarlaktır.

Gleichzeitig arbeiteten rund 10.000 Arbeiter

aynı zamanda 10 bin civarı işçi çalıştı

Denn die Welt ist rund

mademki dünya yuvarlak

Da ist die Welt rund

Madem ki Dünya yuvarlak

Die Erde ist rund, nicht flach.

Dünya yuvarlaktır, düz değil.

Sie arbeiteten rund um die Uhr.

Onlar gün boyunca çalıştılar.

Tom arbeitete rund um die Uhr.

Tom gece gündüz çalıştı.

Er isst rund um die Uhr.

O devamlı yemek yiyor.

Das geschieht täglich rund um den Globus.

Dünyanın her bir yanında her gün yaşanıyor,

Ist die Welt flach? ist es rund?

dünya düz mü? yuvarlak mı?

Wir akzeptieren, dass die Welt rund ist

dünyanın yuvarlak olduğunu kabul ediyoruz

Er glaubte, dass die Erde rund ist.

O, Dünyanın yuvarlak olduğuna inanıyordu.

Die Bautrupps arbeiteten rund um die Uhr.

inşaat ekipleri gece gündüz çalıştı.

Der Ausflug wird rund fünf Stunden dauern.

Yolculuk yaklaşık beş saat sürecek.

Kolumbus vermutete, dass die Erde rund sei.

Kolomb dünyanın yuvarlak olduğunu varsaydı.

Ist es rund um die Uhr geöffnet?

24 saat açık mı?

Genau genommen ist die Erde nicht rund.

Açıkçası dünya yuvarlak değil.

Jetzt wissen wir, dass die Welt rund ist

şimdi dünya yuvarlak diye biliyoruz

Oder ist die welt flach? ist es rund?

yoksa dünya düz mü? yuvarlak mı?

Er sagte weder elliptisch noch rund oder flach

Yuvarlak da değil düz de değil eliptik demiş

Es ist wahr, dass die Erde rund ist.

Dünyanın yuvarlak olduğu doğrudur.

Rund um die Welt werden die Leute dicker.

Dünyadaki insanlar şişmanlıyor.

Fliegen rund um die Welt, essen Fleisch und Milchprodukte.

uçakla seyahat edip et ve süt ürünü yemeye devam ediyor.

In der Hohen Arktis, rund um die Inseln Spitzbergens,

Yüksek Arktik'teki Svalbard Adaları'nda...

Feigenbäume nähren über 1000 Tierarten rund um die Uhr.

İncir ağaçları günde 24 saat binlerce türün karnını doyurur.

Ihre Jungen müssen rund um die Uhr gefüttert werden.

Yavrularını 24 saat beslemek zorunda.

Ihr Erfolgsgeheimnis? Sie sind rund um die Uhr aktiv.

Başarılarının sırrı, 7/24'lük bir var oluş tarzına geçmelerinde saklı.

Der Grund dafür ist, dass die Erde rund ist

bunun sebebi ise dünya'nın yuvarlak olması

Er sagte alles, aber alles ist rund im Universum

Evrende her şey ama her şey yuvarlaktır demiş

Klavierspiel sagte, dass die Welt nicht rund geoit ist

Piyano game demiş ki dünya yuvarlak değil geoit

Was wäre, wenn es flach wäre, was wäre rund?

Düz olsa ne olur yuvarlak olsa ne olur

Es leben rund 6 Milliarden Menschen auf der Welt.

Dünyada yaklaşık olarak 6 milyar insan var.

Rund eine Milliarde Menschen leidet an Hunger und Elend.

Yaklaşık bir milyar insan, açlık ve yoksulluktan muzdariptir.

In rund sieben Wochen werden all diese Jungvögel fliegen können.

Bu yavrular, yedi haftadan biraz uzun bir süre sonra uçabilecek.

Sollte die Welt nicht verbogen sein, wenn sie rund wäre?

dünya yuvarlak ise eğilmesi gerekmiyormuydu?

Wie kommt es, dass es aus dem Weltraum rund aussieht?

Nasıl oluyor da uzaydan yuvarlak görünüyor

Die Menschen damals wussten bereits, dass die Erde rund ist.

O günlerde insanlar zaten dünyanın yuvarlak olduğunu biliyorlardı.

Niemand kann die Tatsache leugnen, dass die Erde rund ist.

Dünyanın yuvarlak olduğu gerçeğini kimse inkar edemez.

Warum ist die Erde rund und nicht fetziger, etwa würfelförmig?

Dünya neden daha havalı olan bir şekilde, küp mesela, değil de yuvarlak?

Abhängig von der Sorte können Guaven rund oder oval sein.

Türlere bağlı olarak, guavalar yuvarlak veya oval olabilir.

Der Ball ist rund und das Spiel dauert 90 Minuten.

Top yuvarlaktır ve maç 90 dakika sürer.

Rund einen Monat lang schwebte Tom zwischen Leben und Tod.

Neredeyse bir aydır, Tom hayatla ölüm arasında gidip geldi.

Früher lachten Menschen über die Vorstellung, die Erde sei rund.

İnsanlar bir zamanlar dünyanın yuvarlak olduğu fikriyle alay ettiler.

Können dank der Stadtlichter aber rund um die Uhr aktiv sein.

...şehir ışıkları sayesinde 24 saat iş başında olabiliyorlar.

Aber das Wrack liegt wohl noch rund fünf Kilometer im Osten.

ama sanırım enkaz dört buçuk kilometre doğuda kalıyor.

Wenn die Welt rund wäre, hätten wir es nicht sehen sollen

eğer ki dünya yuvarlak olsaydı bizim görmememiz gerekiyordu

Rund die Hälfte des amerikanischen Obstes und Gemüses kommt aus Kalifornien.

Amerika'nın meyvelerinin ve sebzelerinin kabaca yarısı Kaliforniya'dan geliyor.

Wenn ich Geld hätte, würde ich rund um die Welt reisen.

Param olsaydı, dünyayı gezerdim.

Auf den Feldern rund um das Dorf wachsen Gerste und Weizen.

Arpa ve buğday köyün etrafındaki tarlalarda büyür.

Er sagte, du glaubst nicht, dass die Welt rund ist und lachte

Dünyanın yuvarlak olduğuna inanmıyorsun demiş ve gülmüş

Du kannst Englisch in den meisten Hotels rund um die Welt benützen.

Dünyadaki otellerin çoğunda İngilizce kullanabilirsin.

Während des Krieges wurde in den Fabriken rund um die Uhr gearbeitet.

Savaş sırasında, fabrikalar gece gündüz çalıştı.

Warum sind Planeten rund? Warum sind sie nicht würfel-, pyramiden- oder scheibenförmig?

Neden gezegenler yuvarlaktır? Neden küp, piramit veya disk şeklinde değildirler?

Mit dem viele bahnbrechende Entdeckungen rund um das Leben auf der Erde begannen.

çığır açacak keşiflerin ilk adımını ortak noktada buluşturuyor.

Ein Mann sagte, diese Welt ist rund; Sie haben ihm den Kopf geblasen

bir tane adam dediki bu dünya yuvarlak; kafasını uçurdular

Danach ist sie nur rund sechs Kilometer im Westen, aber das wird kein Spaziergang.

Yalnızca altı kilometre batıda ama bu bizim için kolay olmayacak.

- Rings um den Teich stehen viele Bäume.
- Rund um den Teich stehen zahlreiche Bäume.

Havuzun etrafında bir sürü ağaç var.

Rund achtzig Prozent der russischen Gasexporte nach Europa nehmen ihren Weg durch die Ukraine.

Rusya'nın Avrupa'ya olan doğalgaz ihracatının yaklaşık yüzde sekseni Ukrayna'dan geçer.

Wenn flache Welten gut sind oder wenn diese Welt rund ist, steigt das Flugzeug genug

düz dünya'cılar ise ya iyide bu dünya yuvarlak ise uçak yeterince yükseliyor

Teams von Fluglotsen waren rund um die Uhr im Einsatz und überwachten die Flugbahn des Raumfahrzeugs und

Uçuş kontrol ekiplerinden oluşan ekipler, uzay aracının yörüngesini ve

Rund fünfundsechzig Prozent der erwachsenen Bevölkerung der USA haben Übergewicht, was nicht gut für ihre Gesundheit ist.

Amerikalı yetişkinlerin yaklaşık % 65'i sağlıkları için iyi olmayan aşırı kiloludurlar.

Wenn Sie auf Probleme stoßen, gibt es rund um die Uhr Kundensupport und eine 30-tägige Geld-zurück-Garantie.

Sorunla karşılaşırsanız, 7/24 müşteri desteği ve 30 günlük para iade garantisi vardır.

- Ich würde gerne um die Welt reisen.
- Ich würde gerne eine Weltreise machen.
- Ich möchte rund um die Welt reisen.

Dünya'yı gezmek istiyorum.

- Die Brille, die Julian trägt, ist rund, wie die von John Lennon.
- Julian trägt eine runde Brille wie John Lennon.

Julian, John Lennon'unki gibi yuvarlak gözlük takıyor.

- Du kannst Englisch in den meisten Hotels rund um die Welt benützen.
- Du kannst Englisch in den meisten Hotels in der Welt benutzen.

Dünyadaki otellerin çoğunda İngilizce kullanabilirsin.

Der Vorteil an Freiberuflichkeit ist, dass man sich seine Arbeitszeit frei einteilen kann. Der Nachteil ist, dass man eigentlich rund um die Uhr arbeiten muss.

Serbest çalışmanın avantajı zamanını özgürce bölebilmendir. Dezavantajı ise gerçekten gün boyunca çalışmak zorunda olmandır.

Am nächsten Morgen wanderte die Weiße Ente rund um den Teich, auf der Suche nach ihren Kleinen; sie rief und sie suchte, doch sie konnte keine Spur von ihnen finden.

Ertesi sabah Beyaz Ördek, yavrularını arayarak göletin etrafında dolandı durdu; isimleriyle seslendi, aradı taradı ama onlara dair hiçbir ize rastlayamadı.

Aristoteles, der von 384 bis 322 v. Chr. lebte, glaubte, dass die Erde rund sei. Er nahm an, dass sie der Mittelpunkt des Universums sei und dass sich Sonne, Mond, Planeten und alle Fixsterne um sie drehen würden.

Milattan önce 384 ve 322 yılları arasında yaşamış olan Aristo, Dünya'nın yuvarlak olduğuna inanıyordu. Dünya'nın evrenin merkezi olduğu; Güneş'in, Ay'ın ve bütün sabit yıldızların da onun çevresinde döndüğü görüşündeydi.