Examples of using "Fass" in a sentence and their turkish translations:
Bize yardım eli uzat.
Ona dokun.
Hadi, dokun ona.
Ona dokunma.
Özet geç.
Hoşuna gidiyorsa ona dokunabilirsin.
Lütfen fikrini toparla.
O kitaba dokunma.
Gitarıma dokunmayın.
Bana asla tekrar dokunma.
Sormadan bir şeye dokunmayın.
Islak boyaya dokunmayın.
Bana tekrar dokunma.
- Ona dokunma.
- Şuna dokunma.
Eşyalarıma dokunma.
O, bardağı taşıran son damladır.
Bu, bardağı taşıran son damla!
- Bir kötünün bin iyiye zararı var.
- Bir çürük elma sepetteki tüm elmayı çürütür.
- Üzüm üzüme baka baka kızarır.
- Yakala onu.
- Onu yakalayın.
- Yakala onu!
- Onu yakala!
Defol! Ve sakın bana bir daha dokunma!
Senin olmayan şeye dokunma.
1835'te, bir varil un altı dolara mal olurdu.
Bana dokunma!
Sabunlu ellerinle bana dokunma.
Bu, bardağı taşıran son damla.
O tavaya dokunmayın! O çok sıcak.
Tuşa dokunma.
Arabama dokunma.
Lütfen küçük bir porsiyon jambon ve bir fıçı birası.
Petrolün fiyatı varili 30 doların alına düştü.
Bu, bardağı taşıran son damla.
Çek ellerini üzerimden.
Kısa kesin.
1973'te petrol varil başına üç dolara mal oldu; 2008'de - varil başına 80 dolar.
Eşyalarıma dokunma!
Bize yardım et.
Bunlara dokunmayın.
Bana dokunma.
Hiçbir şeye dokunma.
Lütfen eşyalara dokunmayın.
Sakın ona dokunma.
- Kendi işine bak.
- Kendi işlerine bak.