Examples of using "Einfluss" in a sentence and their turkish translations:
hayatlarımızda fark yaratacak güce sahip olduğumuzu vurgular.
kendi büyük sosyal etkilerini yaratmalarına yardım ediyor.
Onun kötü bir etkisi var.
- Biz çevremizin etkisi altındayız.
- Biz çevremiz tarafından etkileniyoruz.
O benim üzerimde büyük bir etkiydi.
Onun ülkesinde büyük nüfuzu var.
Öğretmenin öğrenciler üzerinde büyük bir etkisi var.
Görünüşe göre dev midyelerin mercan resifleri üstünde büyük etkisi var.
Ciğerlere öyle bir etki yapıyor ki
Bu yaşamlarımız üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.
Onun potansiyel etkisi küçümsenemez.
Böyle dergilerin çocuklar üzerinde büyük bir etkisi var.
Tom kötü bir etkimin olduğunu söyler.
Tom senin kötü örnek olduğunu söylüyor.
Birçok televizyon programı çocuklar üzerinde kötü etkiye sahiptir.
Onları nasıl etkileyebilir?
- Gelgitler Ay'ın etkisiyle oluşur.
- Medcezir Ay'ın çekmesiyle meydana gelir.
TV'nin toplum üzerindeki etkisi büyüktür.
Yeni ulus, Japonya'nın ekonomik etkisi altında.
Toplum üzerinde bilimin etkisi büyüktür.
Uyuşturucu etkisi altında bilincini kaybetti.
Bu "arkadaşlar" senin üzerinde kötü bir etki yaratıyor.
Bu, aslında... Yoksulluğun önemli olmadığı anlamına mı geliyor?
Sendikanın muhafazakâr bir parti üzerinde baskın bir etkisi var.
Tom Mary'nin John üzerinde kötü bir etkisi olduğunu düşünüyor.
çevresel faktörlerden de kaynaklanır.
Çünkü tüm gezegeni etkiliyorlar.
İklim her zaman tarımın gelişmesini etkilemiştir.
Ondan uzak dur. Kötü bir etkisi var.
O ya deli ya da uyuşturucu etkisi altında.
Fakat artık bizim okyanuslarda yarattığımız etkiler de gece hayatında yeni davranışlar doğurmaktadır.
Normanların İngiltere'yi istila etmesinin İngiliz dili üzerinde çok büyük etkisi olmuştur.
Orta Çağ'da hangi fikirin İngilizler üzerinde en büyük etkisi olduğunu düşünüyorsunuz?
İklim sağlığımız üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.
Sence iklimimizin karakterlerimiz üzerinde bir etkisi var mı?